Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

512 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Şiddetli Hazlar bitti ama maalesef beklediğimden çok daha uzun sürede. Üstelik bunun ne benimle ne de kitabın kurgusuyla ilgisi var. Yorumun sonunda buna değineceğim çünkü kitabın kurgusundan ayrı tutmak istiyorum. Yazar Romeo&Julliet temasını Çin'e ve ülkenin 1920lerdeki kaos ortamına şahane uyarlamış. Gansterler, yabancıların hak iddiaları, komünizm gibi güçlü etkenlerin arasında ezilen ve bir taraf seçmek zorunda bırakılan halkı hikâyenin içinde gerçekçi şekilde resmetmiş. Şangay'ı yöneten iki büyük ailenin kan bağıyla ya da çete içinde aldıkları konumlarıyla yaşadıklarını, kendi içlerindeki çatışmayı, tek yanlışlarında çetenin korumasından mahrum kalma ya da ölüm gibi iki acımasız seçeneğin arasında hayatta kalma mücadelesini de karakterlere kısa bakışlarla net olarak göstermiş. Bir adamın hırslarını Çin halkının batıl inançlarıyla beslemesi ve fantastik bir olay gibi servis ederek koca bir şehri kaosa sürüklemesini de öyle. Kitap yalnızca güzel kaleme alınmış imkansız aşktan çok daha fazlasını vaat ediyor okura. Bakış atma fırsatı bulduğumuz hiçbir karakter kitapta sırıtmıyor, hepsinin bu pamuk ipliğine bağlı düzende birer rolü var. Kitabın ana teması imkansız aşksa bütün bu karmaşanın merkezinde. İki ailenin birbirine olan nefreti, hayatta kalmak için zirveye tırmanma zorunluluğunun baskısı, güçlü olmak için yapmaya mecbur kaldıkları, çocuk yaştan itibaren yaşadıklarına rağmen kalplerinde büyümesine engel olamadıkları bir aşk bu. Birbirlerini hayatta tutmak için aşklarından vazgeçmeyi göze aldıkları, sırf diğeri yaşasın diye kendilerini acımasız gösteren oyunlar oynadıkları, yaşamak ve yaşatmak için başka hayatları sonlandırmak zorunda kaldıkları ama hep birbirlerini seçtikleri halde kavuşmanın mümkün olmadığı bir aşk. Dört yıl önce yaşanan ve aralarında tıpkı ailelerininki gibi bir nefrete sebep olan olaylar sonrasında Julliet'in ülkesine geri dönmesi ve sebebi bilinmeyen, insanları kendi boğazlarını parçalayarak öldüren bir deliliğin şehre musallat olması aynı zamana denk gelir. İşler öyle çığırından çıkar ki hissettikleri nefrete rağmen Roma ve Julliet, bu korkunç deliliği yok etmek için iş birliği yapmaya mecbur kalırlar. Bir yandan hastalığın sebebini araştırırlar, öte yandan geçmişin üzerindeki perde aralanır ve ikisi arasındaki sınırlar bulanıklaşır. Her ikisinin de şehirle birlikte aşklarını da kurtaracaklarına, bir daha kaybetmeyeceklerine inanmaya başladıkları, umudun filizlenmesine izin verdikleri andaysa hayatlarının acımasız yüzüyle bir kere daha karşı karşıya kalırlar. Buraya kadar her şey harika ama... Üzülerek söylüyorum ki bu güzel kitabın akıcılığını sekteye uğratan, zorlukla okunur hale getiren bir çeviri söz konusu. Anlamak için tekrar tekrar okumayı gerektiren, aklınızda bir mantığa ve düzene oturtmadan ilerlemeyi engelleyen dağınık cümleler okuma keyfini epey kaçırıyor. Özellikle uzun cümlelerde ciddi bir karmaşa var. Bu da anlamsızlıklar ortaya çıkarıyor. Çin'e özgü ve sıklıkla kullanılan unvanlar, hitaplar, giysi türleri, yemekler, satılan ya da kullanılan eşyalar vs daha birçok şey için hiçbir dip not eklenmemiş. Bu da hikâyenin büyüsünü bozmakla kalmıyor, gözünüzde canlanmasının tamamen önüne geçiyor. Umarım sonraki baskılarda bu durum düzeltilir ve bu güzel kitaba hak ettiği değer verilir. Çeviriye ve gördüğü değersizliğe rağmen siz bu kitaba hak ettiğini verin isterim. Puanı da kitaba kıyamadığım için bu kadar yüksek verdim zaten. Gönül rahatlığıyla öneririyorum. Keyifle okuyun.
Şiddetli Hazlar
Şiddetli HazlarChloe Gong · Martı Yayınları · 2022539 okunma
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.