Leyla'nın Evi - Zülfü Livaneli 10/10- 271 sayfa Livaneli kitaplarını okurken derin duygular hissetmemek mümkün değil. Kitabı okurken yazarın en sevdiğim kitabı Serenad'ı yad ettim. İki kitabın bana hissettirdiklerini yakın buldum. Kitap bir paşa torunu Leyla Bosnalı 'nın yaşam öyküsü değil sadece. Bir çok farklı karakterdeki kişilerin aynı olaylar etrafında nasıl toplandığı, insanların ortak ihtiyacı olan barınma ve hayatta kalma mücadelesi, cumhuriyete geçiş döneminde insanların yaşadıkları güçlük ve mücadele, yalan yanlış bilgilendirilen halkın birbiri üzerindeki etkileri, aşk için göze alınan zorluklar, er ya da geç haklının hakkına kavuşması gibi birçok toplumsal olaylar ele alınmış. Kitaptaki karakterlerin hepsi hayata karşı duruşları ile akılda kalıcı ve net . Leyla Hanım'ın hanımefendiliği ve güçlü duruşu, Yusuf'un temiz kalpli ve vicdan sahibi oluşu, Roxy( Rukiye)' nin inançları uğruna kimseye boyun eğmemesi, Ali Yekta Bey' in boyun eğen, itaatkar davranışları yanı sıra, içten içe itaat görmek istemesi, Ömer' in pısırıklığı, Necla'nın sonradan görme halleri ile derin bir harmanlama ile karşımıza çıkıyor. Kitabın beni etkileyen kısımları ile ilgili çok daha fazla konuşabilirim, yalnız yeteri kadar spoi verdim sanırım, artık susuyorum. Kitabın 258. Sayfasındaki şu alıntı kitabı özetler nitelikte ; "İnsanoğlunun kendi ihtiraslarının bir hapishane hücresinden daha korkunç bir esaret olduğunu anlamıştı." Gayet akıcı dille anlatılmış bu güzel kitabı okuyun , okutun derim. Keyifli okumalar... Bu dünyadaki her trajedi, küçük ve masum bir adımla başlar. Kahrolası barınak meselesi. Başımıza gelen acıların nedeni bu.

Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201728,9bin okunma

·

86 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kitapkolikparamedic