Gönderi

370 syf.
·
Puan vermedi
Ben Kimim, “öteki” kim?
Başlarken
Serol Teber
Serol Teber
’in bu eserindeki ana fikrini oluşturan, bence çok da güzel özetleyen paragrafını uzunca alıntılamak, okuduğumuzu anlamamız açısından faydalı olacaktır diye düşünüyorum. “Ne geleneksel, ne de modern kültürü yeterince özümleme olanağı bulamayan bu tür “sözde modern” bireylerin kendi öz yetenekleri –çok kez- amaçladıkları toplumsal kültürel düzeylere gelemiyor, çevrelerini oluşturan büyük çoğunluk tarafından ya “deli” muamelesi görüp dışlanıyor, intihara ya da psikyatri kliniklerine kapatılmaya veya alkol ya da benzeri maddelerle kendi kendilerini tahrip etmeye zorlanıyorlar, ya da çok kez görüldüğü gibi bu insanlar merkezi otorite, merkezi bürokrasi aygıtlarıyla dolaylı ya da organik bütünleşmek zorunda kalıyor ve giderek dogmacı, milliyetçi, militarist, otorite yanlısı politik tavırlar alıyorlar.” Kasım 2004’te Serol Teber eserin metnini, yakın dostu Ayşen Anadol’a getirir. Eserle ilgili bir süre görüştükten sonra bölüm bölüm ilerleyip, kimi konuların biraz daha ayrıntılı ve derinlemesine irdelenmesine karar verirler. Lakin bir hafta sonra Teber’in vefat haberi gelince çalışma yarım kalır ve editörlüğünü yapan Ayşen Anadol vefa borcu diyerek eseri yayınlar. Teber; bir psikiyatr olmakla beraber adeta sosyolog gibi edebiyattan, uzak-yakın tarihe kadar toplumun şekillenmesinde yer alan önemli etkenleri tek tek irdeleyip, geleneksel Asya despotik toplumlarında birey insanın ortaya çık-a-mamasının temel nedenlerini sıralıyor. Namık Kemal, Freud, Tanpınar, Şinasi, Ziya Gökalp, Beşir Fuat, Tevfik Fikret, Orhan Pamuk, Bihruz bey, Bihter, Halide Edip, Ahmed Mithat, Atatürk, Cengiz Aytmatov, Ermeni soykırımı, Talat paşa, Kürtler, siyonistler, Osmanlı, Teşkilat-ı Mahsusa, Cumhuriyet ve esere adını veren Tutunamayanların Oğuz Atay’ı vb. tarihi şahsiyet ve olaylar üzerinden, Baba/oğul, reaya/yurttaş, birey/toplum, geleneksel/ modern, din/devlet ilişkileri üzerinden verilen örnekler ile “tutunamayanlar ile tutunmuş gibi görünenler” arasındaki varoluşsal ve kimlik krizlerinin -kaotik- politik psikolojisini (ben, biz ve öteki) ele alıyor. Katılırız ya da katılmayız, yazarın da belirttiği gibi, “bu kitap, herkesin kızacağı ve herkesin rahatını bozacak, kimsenin memnun olmayacağı ama okuyanları sarsarak uyandıracak, başka türlü bakmayı öğretecek bir eser” derken bizlere, dar kalıplarlardan sıyrılıp, ufkumuzu genişletip birden çok pencere açarak hem sağdan hem soldan bakmayı, öğretilenlerle yetinmeyip araştırıp sorgulamayı sağlıyor. Ayrıca unutulmaması gereken önemli bir nokta da şu; Teber henüz çalışmasını bitirmemişti. Son bir alıntı ile bitirirken; “Yüzleşilmemiş bir geçmiş, ruhumuz ve kimliğinizde bir apse gibidir. Yüzleşmek bir bisturi gibi acıtır, rahatımızı kaçırır ama iyileşmenin başka da bir yolu yoktur” ~Günün sonunda; tutunamayan olup kaybetmek mi, tutunmuş gibi görünüp kazanmak mı daha insancıl bir hayat sürmemizi sağlar soruları ile baş başa kalıyorsunuz? Kitapla ve sevgiyle kalın
"Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi
"Tutunamayanlar"ın Politik PsikolojisiSerol Teber · Okuyan Us Yayınları · 201450 okunma
··
147 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.