Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

250 syf.
·
Puan vermedi
Ayşe Kulin'in bir kaç gün içersinde bitirilebilen sürükleyici kitaplarından teki Bir Gün. Hafiften böyle içine girince kitabın burun direklerini bile sızlatabilir. Güneydoğu'nun itilmişliği, kimsesizliği, insanların durup dururken birbirlerine düşman edilmesinin vakanüvisi bir sinematograf şeklinde canlanıverir gözümüzde. İnsanların belki de unuttukları, artık yabancılık çektikleri naif karakterler var bu kitapta. Her acıya iç çekip gözlerinden iplik iplik yaşlar akıtan güneydoğulu kızlar, boğazındaki tıkacı, ne aşağı indirip ne de yukarı çıkaramayanlar, şehir kumaları, köy kumaları, kumaların kumaları. Şeyh Sait’ten Nakşibendi şeyhine, Abdülhamit’ten tehcir kanununa kadar hikaye edilmiş türk-kürt tarihi özeti.. Arka Kapak Yazısı : "... biz, iç içe büyüyen, iç içe yaşayan, birbirine benzeyen, kavgacı, hırçın ve inatçı, şefkatli, sevecen ve yürekli, sonsuz verici ve can alıcı, gözü kara, kurnaz, hain, aynı anda çileli, masum ve çocuksu biz! Biz, aynı toprağın çocukları." Ayrıca Ayşe Kulin, Bir Gün'de herkesin payına düşmüş bir kabusun öyküsünü ele alıyor. Güneydoğu'da yaşananlar iki kadının penceresinden olduğu kadar, iki tarafın, iki yaşamın, iki ucun da yaşamından kesitlerle göz önüne seriliyor. Uzun yılların öyküsüyle bir gün içinde hesaplaşmak zordur kuşkusuz, bir gün belki yetersiz bir zaman. Ama bir gün bir başlangıç olabilir. Bir Gün, bu başlangıcın arandığı bir roman . Toplam 202 sayfa . Terör suçlusu olarak cezaevinde tutuklu bulunan Zeliha Bora ile gazeteci Nevra Tuna'nın röportajı üzerinden yürüyor roman . Otuz sene sonra karşılaşan iki çocukluk arkadaşının sohbetine dönen bu buluşma yeri geliyor teröre , yeri geliyor doğuda kadına , toprak reformuna , ağalık düzenine , yeri geliyor batılı yaşamında yitirilen değerleri önümüze seriyor . Kitaba dair düşüncelerimi bu yazıda yazdıktan sonra internette kısa bir arama yaptım ve 2005 yılında çıkan bu kitapta bahsedilen Zeliha Bora karakterini Leyla Zana'dan, Nevra Tuna karakteri ise Ayşe Kulin kendinden esinlenerek yaratmış. Leyla Zana'nın içerde olduğu dönemde röportaj talebinde bulunan Kulin'in bu istediği kabul edilmemiş ve o da edindiği bilgilerden yola çıkarak hayalinde bir karakter yaratmış kitabı için  . Kitap milliyetçi duyguların coşkun olduğu anlarda veya bu duyguları yoğun olan okuyucularca okununca hoşlanılmayabilir . 17 Temmuz 2005 tarihinde Radikal gazetesinde Handan Çağlayan kitaba dair şöyle bir yazı yazmış : ".......... Yıllardır sadece şiddetin diliyle konuşulmuş olan Kürt sorununun, Türk ve Kürt kadınlarınca konuşulmaya başlanması düşüncesi, gerçekten de barış adına yaratıcı ve heyecan verici bir düşüncedir. İki kadının, milliyetçiliğin ve militarizmin gölgesini düşürmeden, farklılıklarına rağmen eşit bir düzlemde buluşarak kurdukları diyalog üzerine inşa edilmiş bir romanın ezberlerimizi bozması, önyargılarımızı sarsması, barışa dair yeni şeyler söylemesi beklenirdi. Ne yazık ki bu beklenti gerçekleşmiyor; romanın iki kadın arasında inşa ettiği diyalog belki şiddeti dışlamaya yarıyor ama daha öteye gidemiyor. Yoksulluğun eğitimle aşılacağı savına benzer şekilde roman çözüm için Kürt kadınların eğitilmesi gerektiği sonucuna ulaşıyor. Yazar "Leyla Zana keşke kadınları eğitse" temennisi ile ulaştığı çözümün altını bir kez daha çiziyor. Bu sığlıkta Kulin'in Nevra ve Zeliha'yı, yerleştirdiği konumların payı da var kuşkusuz. Romanın iki kahramanı arasında eşit bir ilişki yok. Eğitimli ve donanımlı Nevra karşısında Zeliha "cahil" bir kadın olarak kurgulanmış. Belki başta tasarlandığı gibi Zana'nın biyografisi yazılsaydı farklı bir diyalog kurulması mümkün olabilirdi. Ama bu gerçekleşmemiş; karşımızda Kulin'in imgeleminde yarattığı ve konumlandırdığı kadınlar var sadece. Yazar, Filiz Aygündüz'e verdiği mülakatında biyografi yerine, Zana'dan esinlenerek kurgu bir karakter yaratmanın "elini daha rahatlattığını" dile getiriyor. "Çünkü Leyla Zana bana anlatsaydı, ben anlattıklarına bağlı kalacaktım. Onun için roman yazmayı tercih ettim bile diyebilirim" diyor. Yazarın üzerinde odaklandığı noktanın Zana'nın söyleyeceklerinden ziyade, kendi söyleyecekleri olduğu görülüyor. Kendi adına konuşan özne olarak Zana ya da temsil ettiği kadınlar yok olunca, ortada bir tek onların adına da konuşan yazar kalıyor. Bu noktada yazarın imgeleminin beslendiği unsurlar belirleyici olmaya başlıyor; Kulin'in kendisine ve Zana'ya, Nevra'ya ve Zeliha'ya, daha da ileri gidersek Türk ve Kürt kadınlarına dair algıları önem kazanıyor........" Ancak kendi adıma okurken daha ilk sayfada olan şu sözü unutmadan okudum ; "Hünkar pire teşne , pire hünkare hem Yani hem ayrıydılar , yekpare hem" (Mevlana) Son olarak da bir alıntı ile bitiriyorum. “Ön pencerenin buğusuna kocaman bir yürek çiziyorum işaret parmağımla, yüreğin orta yerine iç içe geçmiş ''t'' ve ''k'' harflerini oturtuyorum. ''ne bu ?'' diye soruyor hasan bey. ''kocaman bir yürek,'' diyorum. ''sevgililer günü'ne daha çok var, kalbini erken çizdin.'' ''ama beklediğim gün er geç gelecek,öyle değil mi?'' diye soruyorum. ''öyle! diye.” Keyifli okumalar…
Bir Gün
Bir GünAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20182,808 okunma
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.