Gönderi

Nazım Hikmet
Nazım hapisteyken Piraye bir mektubunda ona şöyle yazmıştı; "Kendine iyi bak, sakın benden evvel ölme." Bu cümleyle sarsılmıştı. Hem bunun acısını biliyor hem de yeniden yaşama korkusunu taşıyordu. Nazım bu duyguyu şiire döküp altına da ikisinin adını yazmayı düşündü. O da Piraye'den önce ölmek istiyordu satırlarında... Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin... Fedakârlığımı anlıyorsun : vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün, ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar... Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacağız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben. .... Piraye Nâzım Hikmet
Sayfa 131Kitabı okudu
··
18 görüntüleme
Diotima okurunun profil resmi
Sonradan Vera'yı seçti ama ironiye bak. Erkek milleti değil mi :-/
Masalcı Oyuncaklar okurunun profil resmi
Evet Piraye'den sonra Vera'ya kadar birkaç ilişkisi daha oldu diye biliyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.