Gönderi

140 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Dikkat! Bu yazı spoiler içerir. Balıkçı Mustafa ile karısının yıllar önce oğulları Deniz’i deniz almıştı. Bu acı onları, özellikle Mustafa’yı perişan etmişti. O günden sonra Mustafa sessiz ve düşünceli bir adam haline geldi. Geçimini sağlayacak kadar balık tutar, ondan sonra kenara geçer derin düşüncelere dalardı. Ona göre karısı daha iyi toparlamıştı. Ama onun da içi yanıyordu. Üstelik bir başka evlat sahibi olamamaları onun sağlık sorunları nedeniyle idi. O doğumda neredeyse ölecek olan kadın, doktor tarafından bir daha doğum yapmamalısın diyerek uyarılmıştı. Kadının omuzlarında bunun kederi de vardı. Bir gün balığa çıkan Mustafa’nın ağlarına bir göçmen cesedi takıldı, ardından bir tane daha ve son olarak da oyuncak bir bot içerisinde ölmek üzere olan bir bebek. Hem de erkek. Kendi Denizleri gibi. Onlardan Denizlerini alan deniz şimdi onlara bir Deniz daha veriyordu. Mustafa gözlerine inanamıyordu. Cesetleri sahil güvenliğe teslim ettikten sonra gizlice bebeği eve götürdü, karısına durumu anlattı. Bu bebeği büyütmeye sahiplenmeye karar verdiler. Ama bir sorun vardı. Bu esmer bebeği nasıl pembe beyaz insanların yavrusu diye anlatacaklardı. Köy yeri herkes her şeyi bilirdi. Mustafa buna da bir çare buldu. Kız kardeşi Filiz doğum yapmak üzereydi. Bebek onun bebeği ikiz oldu birini de bize verdiler diyeceklerdi. Bunun için kız kardeşinin yanına gittiler. Dönüşte ellerinde bebekle geldiler. Ama dedikodular almış yürümüştü. Nasılsa herkes bu bebeği denizden bulduklarını biliyordu. Dahası bebeğin annesi ölmemiş yaşıyor, hastanede yatıyordu. O kadının acısına dayanamadılar. Bir gün gizliden kadın bebeği annesine bırakıp geldi. O akşam Mustafa ile şiddetli bir kavga ettiler ve kadın evi terk etti, Mustafa da hapse girdi. Birkaç ay sonra Mustafa hapisten çıktı ama kadın hala annesinin evindeydi. Bir sabah ne olduysa içine doğdu ve evine geri döndü. Aynı gün haber geldi. Afgan kadın bebeğini onlara bakmaları için bırakmak istiyordu. Dünyalar onların olmuştu. Evraklarını tamamladılar. Bebeği almaya gittiler. O sırada her ikisi de evlat acısıyla yanmış iki anne arasında acıdan görünmez bir köprü oluştu. İkisi de mutlu değildi ama üzerlerine düşeni fazlasıyla yapmalarının verdiği huzur ile birbirlerinden ayrıldılar. Birinin kucağı diğerininse kalbi boş…
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126.9k okunma
·
85 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.