Gönderi

704 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hani büyükler der ya bir şey görünce üç kere daha dönüp bakın, emin olun diye! İşte kitab da böyle bir yanlış anlaşılmayla başlıyor. Zavallı Peri'nin kemerle yediği dayak insana isyan ettiriyor. Yetim ve öksüz olması da bu işin tuzu biberi. Yanlış anlaşılan bir olayın toplum ne der düşüncesiyle genç bir kızın hayatını nasıl değiştirdiğini anlatıyor. Tabii esas neden bu değil. Neyse akıcı ve okunabilir bir dili olduğu için dizi tadında bu kitabı sıkılmadan okuyabilirsiniz.
Yemin Bozdum Yolunda
Yemin Bozdum YolundaMüjde Aklanoğlu · Parola Yayınları · 2014498 okunma
··
126 görüntüleme
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Yıl 1986. Okuldan eve yeni gelmiştim ki, daha bir soluk almadan annem, " Kızım yengenlere gidiver de, söyle bir ara bize gelsin! " demez mi! Tabi ki ben daha kem küm demeden, annem çantamı elimden kapmış, beni sokağa doğru postalamıştı bile!... Yengem dediysem de, annemin yengesi. Eşi de öz be, öz amcası. Abim ile ben de ikinci kuşak olsak da amca ve yenge diye, hitap ediyorduk. Neyse, zaten anlatacağım mesele başka. Tam bahçe kapısından içeriye adımımı atmıştım ki, bir de ne göreyim! Amcam, oğlu olan ... Abimi, bahçede bulunan asırlık ağaca iple bağlamış, kemeriyle dövmekte. İlk defa böyle bir vahşetle karşılaşan ben şok! Toparlanır toparlanmaz, amcamın yakasına yapışmış " Amca, sen kafayı mı, yedin? " diye, feryat eder halde buldum kendimi. Ama kocaman adam beni dinler mi! " Çekil önümden! " diye, beni elinin tersiyle bir itti ki, doğal olarak ben yerde. Bir koşu içeri, yengemin yanına koştum. " Yenge! Amcama engel ol! " desem de, " O ... abini terbiye ediyor. Sen kapa çeneni! " diye, utanmadan bilmiş bilmiş çemkirmez mi! Sanki dayakla bir insan terbiye edilirmiş de, benim haberim yokmuş gibi. Nasıl öfkeyle eve döndüğümü hatırlamıyorum bile. Anneme sarılmış, saatlerce ağlamıştım. Sanki dayak yiyen kuzenim değil de, ben yemişçesine. Oysa ki, sonradan öğrendiğime göre, amcamın terbiye yöntemi böyleymiş. Hatta annemi bile, bir gün öldüresiye dövmüş de elinden zor almışlar. Sonra ne oldu derseniz. Yıllar yılları kovaladı. .... Abim büyüdü ve evlendi. İki tane evlat sahibi oldu. Sonra, ne mi oldu! O da başladı, çocuklarını dövmeye... Sonuç; boşanmış bir çift ve darmadağın olmuş çocuklar... Hani derler ya, " Bir çocuğun ilk eğitim yuvası evidir. " diye. Gerçekten de, bir çocuk için ebeveynleri rol modeldir. Onlardan nasıl bir muamele görürse görsün, aynısını kendi çocuklarının üzerinde dener. Nitekim de, ben ailemden korkmayı değil, sevmeyi öğrendim. Şimdi bile, ummadığım bir insandan kötü bir davranış görsem dahi, altında herhangi bir art niyet göremiyorum. Nihayetinde bir gün vaktimiz, saatimiz dolunca bu hayata veda etmeyeceğiz mi? Benim her zaman dediğim gibi, bir tek Allah'a ve vicdanıma vereceğim bir cevabım var. Gerisi boş laf... Kaleminize ve yüreğinize sağlık, Firuze Hanım. İncelemenizde ki, kemerle dayak olayından, beni geçmişin tozlu hatıralarında kısa bir yolculuğa çıkardınız. Kitaplarla ve sevgiyle kalın...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.