Gönderi

496 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Kitabın ana teması ne derseniz, astral yolculuk derim. Ve muhtemelen Swedenborg ve diğer bazi mistik ustalardan esinlenip yazılmış. Ne tesadüf değil mi, bir kaç gün önce Balzac'da Swedenborg ve öğretilerini konu alan iki hikayesini okumuştum. Aralarında 200 sene olan iki yazar ve onları iki hafta arayla, hiç bir okuma önbilgisi yapmadan okuyan bendeniz. Ancak bu kadar olur. Bazı arkadaşlar gibi biraz kaderci olsam, Swedenborg ve öğretisi beni çağırıyor diye düşünürüm, yoksa öyle düşünmeli miyim bilmiyorum. Ama okuma listeme aldım Swedenborg'u kesinlikle. Hikayede iki anlatım çizgisi var. İlki bugünü anlatıyor. Baş kahraman 15-16 yaşında, sivilceli, hafif tombul ve bir outsider olan Bernie. Kendisi gibi tombul bir ablası, zengin ve liberal ebeveynleri ve bir hizmetçi ile varlıklı ve tipik (?) bir Amerikan-Yahudi aile. Böylesi bir aile ne kadar tipik bilmiyorum ama, birçok insan güncel Yahudileri ya böyle ya da aşırı dinci bir yapıyla bağdaştırıyor. Bu ailenin ebeveynlerini ilginç kılan, bodrumda büyükçe bir buzlukta, donmuş hindilerin ve diğer et mamüllerinin altında bir hahamlarının olması. Bu hahamı kaç nesildir nesilden nesile muhafaza ediyor ve koruyorlar. Bernie'nin hikayesi bu hahamı tesadüfen bulması ve bir günlük elektriklerin kesilmesiyle hahamın buzunun çözülüp uyanmasıyla başlıyor... İkinci anlatım çizgisi, Rus hakimiyeti altındaki topraklarda bir Yahudi yerleşim yerinde başlıyor. Burada yaşayan haham çok sayılan ve sevilen birisi. Sık sık kırlara gidiyor, çimenlere yatıyor ve astral seyahatler yapıyor meditasyon yaparken. Bu yolculukları kontrollü şekilde yapıyor ve bu konuda uzman. Ama birgün aniden bastıran kar, tipi, fırtınadan dolayı astral yolculuk esnasında, yani ruhu semada bedeni çayırlardayken, donuyor ve gölün altında kalıyor. Talebeleri onu günlerce aramasına rağmen bulunamıyor. Haftalar sonra donmuş gölden buz kesen buzcunun oğlu onu buluyor, tanıyor ve babasıyla birlikte çıkarıyorlar. Olayı duyan Yahudi cemaati "buzu çözülürse muhtemelen ölür" kaygısıyla "hele bir donmuş kalsın bakalım, Mevla görelim neyler" dercesine buz kalıbı içindeki hahamı buzcuya teslim ederler. O ise bu vazifeyi seve seve üstlenir. Aradan geçen zaman sonrasında cemaat günlük telaştan dolayı artık bir ermiş gözüyle gördükleri hahamı unutmaya yüz tutsa da, buzcu ve ailesi ona bakmayı kutsal bir görev addeder. Haham siyasi karışıklıklar nedeniyle de şehirden şehirde, ülkeden ülkede dolaştırlır ama hep aynı ailenin gözetim ve koruyuculuğu altında, çünkü bazen savaşta şehir yerle bir edilir, bazen Yahudiler soykırıma uğrar. Ama o ailedem bir fert her zaman kurtulmayı başarır ve hahamı da kurtarmaya muvaffak olur. İkinci anlatım çizgisi de buzunda pasif bir halde yatan hahamın Amerika'ya olan yolculuğunu ve macerasını anlatır. Kitap başta çok akıcı, heyecanlı ve keyifliydi (İlk 200 sayfa). O sayfalarda tek rahatsız olduğum, romanın aralarına kasten serpiştirilen ibranice ve yidiş (İbranice ve Almanca karışımı olan ve fakat yalnızca Almanya Yahudileri tarafından değil Almanya'dan Romanya'ya kadar uzanan geniş bir havzada konuşulan bir dil) kelimelerin arka sayfadaki anlamlarına bakmak oldu. Hemen hemen her sayfada bir-iki kelime olunca, sürekli arka sayfaları çevirmek, hikayenin akışını kesmek zorunda kalıyorsunuz. Bazı yidiş kelimeleri anlasam da (telaffuzu genelde almancaya çok yakın) başta yine de arkaya bakmaya alışkanlık etmiştim ama sonraları tamamen bıraktım, çünkü birçok kez aramama rağmen kelime karşılığı bulamadım. Çok sinir bozucuydu bu. Çok uzadı, bitiriyorum. Kitabın son 250 sayfası biraz suni olarak uzatılmış geldi. Yazar sonra laşkalaşıyor, hikaye ciddiyetini kaybediyor. Haham'ın uyanınca tepkisi ne olacak en çok onu merak etmiştim, büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Önce haftalarca tv izliyor, sonra 3 gün kaybolup sokakları geziyor. Döndüğünde insanlar hem inançsız hem mutsuz diyerek buna çare olmaya karar verdiğini söylüyor. Ve kredi çekilip kendisine spiritüel bir merkez açılmasını istiyor. Burada insanlara yoga yaptırır gibi meditasyon ve mutlu olma yollarını öğretiyor; seni ne mutlu ediyorsa onu yaşa diyerek. Kendisi de öyle yapıyor ve vur patlasın, çal oynasın bir yaşam sürmeye başlıyor. Ve tabi birçok ürünü fahiş fiyata satıp zengin oluyor. Bernie ise hahama ayak uydurmak için önce ortodoks sonra mistik yahudi literatürüne merak salıyor ve okuyup öğreniyor. Yani sıra astral seyahatler yapmaya başlıyor. Hahamı uzak bir akraba dede görmekle birlikte, kendisine örnek ve guru yapıyor ama hahamın yeni yaşam anlayışını ve
Der Gefrorene Rabbi
Der Gefrorene RabbiSteve Stern · Blessing Verlag · 20101 okunma
··
315 views
Gamax okurunun profil resmi
Devamı: yeni yaşam anlayışını ve spirutüel merkezinde yaptığı seansları, döndüğü köşeleri ne ortodoks din anlayışı ile ne de kabalaist anlayışla bağdaştırabiliyor. Ondan kopma noktasına gelse de, astral seyahat yapma konsunda onun tecrübelerinden yararlanmak istiyor. Çünkü artık ilk kez bir kız arkadaşı var ve o da onunla astral yolculuklara çıkmak istiyor. Konu meraklıları (astral yolculuk) , Yahudi inanç ve yaşamına meraklı olanlar kesinlikle okuyabilir. Diğer okuyucular zaman kaybı olarak görebilir. Ben başta keyif almakla birlikts ortada kaldım biraz, bu yüzden 7 verdim. Iyi okumalar..
Miss Hacker okurunun profil resmi
Keyifli bir incelemeydi, ellerinize sağlık. Sanırım konuyla alakasız olacak, ama almanca öğrenmek zormu? Yeni bir dil öğrenmek istiyorum (İngilizcem a2, ama zamanla b1 olacak), sizce almancayı öğrene bilir miyim?
Gamax okurunun profil resmi
Teşekkür ederim.. 🙏🏻😊 Merak, azim ve istek varsa gerçekten neden olmasın? 😊
1 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.