Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

88 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
“Cesedimi alırsın sadece, senin için yazdığım şiir beni yaşatacak.” Edebiyat dünyaya pay edilirken şüphesiz romancılık mürekkebi Rusların kumaşında dağılmış. Sokakta herhangi birini çevirip birkaç roman yazarı saymasını rica etseniz Dostoyevski’den kapıyı açması çok çok büyük ihtimal. Fikir; sokak röportajı. “En çok kaç roman yazarı sayabilirsiniz? Hadi şimdi de Allah’ın isimleri..” Buradan yürünecek yolun sonu beni hiç ilgilendirmiyor keza zaten ben şu an Rus romancılığı ile aynı rotada bile değilim. Anahtar kelimeler; Bolşevikler, şiir, Mandelştam, aldatmanınyervezamangözetmemesihakkındayoksunşerefmülahazaları, biyografi. Önce zamandan ve mekandan bahsetmek istiyorum keza bu savaş, esamesi kolay okunsa da yaşanması öyle olmuyor. Kelime, kağıtta ve hayatta aynı yeri tutmuyor. 1917, Rus Devrimi. Kabaca bakalım; Çarlık yıkılıyor, SSCB kuruluyor. Şubatta Geçici Hükümet olsa da Ekim Devrimi’ne geliyoruz; Bolşevik İhtilali ve Lenin’in başa geçmesi. Yirminci asır, büyük kıyımlara -inkar edemeyeceği bir şekilde- şahitlik ederken, bir yandan sanatı kucaklıyor. Burada yorum sahibi olarak araya gireceğim galiba çünkü öyle zannediyorum ki sanatın kötü bir kopyası olan bu hayat, elbette onunla ilerlemek zorunda. Anna Ahmatova, Boris Pasternak ve Osip Mandelştam. Üç büyük şair. Yirminci yüzyıl şiirinde başkahraman üç isim. Anna ve Boris için işler güzel gitse de biz ayağı taşa takılanın yanında bitiyoruz; Mandelştam. Zengin bir deri tüccarı baba ile piyanist bir annenin oğlu. Oldukça kültürlü bir ailede yetişmiş ve iyi eğitimler almış bir çocuk. Marina Tsvetayeva “devrim sadece kendi çocuklarına iyi davranır” demişti ve Mandelştam onu haksız çıkarmak için yaşamış gibi. Çünkü onun bütün sürülme, yasaklanma ve ölüme yollanma sebebi “başarılı bir şaire göre fazla bireysel şiirler yazıp Stalin’i yeterince övmeme” üzerinde şekillenmişti. Rejimlerle bir işi yoktu ama ölümden beter olmayı böyle böyle tadacaktı.Yıllarca çalışma cezası almış, edebiyattan koparılmış ve intiharlardan toplanmış bir hayat oldu onunki. Venus Khoury-Ghata ne kadar şiirsel bir temadan ilerlese ve Marina’dan vazgeçmese de hayat kırıkları tüm satırlardan üzerimize yağıyor. Hepinizi unutsam, sizi bütün kalbimle sevdiğim gibi yine öyle büsbütün unutsam." der Bachmann, Malina’da. Bütün insanlık için gizli kalması gereken çirkinliğin böyle gururla gösterilmesi, arkasında binlerce insanı sonsuz uykuya bırakması ve hiçbir şey olmamış gibi yaşanması mümkün müdür? Nadejda Mandelştam yemek yememek pahasına eşinin şiirlerini ezberlememiş olsaydı, evet. Bugüne okunacak bir kelimesi dahi kalmayacaktı. Ama siz yine de unuturum derseniz Osip’i, şöyle gelsin aklınıza; 20. yüzyıl şairi. Ölmek pahasına şiirlerini ezberleyip, ona “hatırlanmayı bağışlayan” karısını aldatmaları ile bilindi.
Mandelştam’ın Son Günleri
Mandelştam’ın Son GünleriVenus Khoury-Ghata · Yapı Kredi Yayınları · 202099 okunma
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.