Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yeni başkan Truman da karşılaştığı güçlükleri ve yaklaşık yedi buçuk yıl içinde yaptıklarını iki ciltlik anı kitabında anlatır. Orada söylediğine göre, her şeyin sözünü güvenlik nedeniyle etmemiştir. Kendi itirafına bakılırsa, sakladıklarıyla ilgili bilgiler belki daha birkaç kuşak süresi içinde açıklanmayacaktır. Ancak, “görünen köy de kılavuz istemez” diye bir atasözü de var. Amerikan güneyinin Missouri denen ırkçı, tutucu ve silik bir yöresinden gelen Truman yenilgiye uğratılması an sorunu olan Almanya’ya yoğunlaşan Potsdam Konferansına katıldığında Stalin ve Attlee’nin ortasına oturarak kendi ülkesinin yengin devletler içinde en saygın yeri olduğunu kanıtlamıştı. Yeniklere zorla imzalatılacak antlaşmalar onun başkanlığında kaleme alındı. Yalnız yeniklerin önde gelenlerini savaş suçluları diye yargılayan Nüremberg ve Tokyo mahkemeleri onun zamanında oluşturuldu. İki sivil Japon adası olan Hiroşima ve Nagasaki’ye Amerikan atom bombalarını attıran oydu. Amerika’nın sınıf düşmanı Sovyetler Birliği’ne bu ikincilerin elinde olmayan ve yok etme gücü çok yüksek bir bombanın yalnız Washington’un buyruğu altında olduğunu göstermek istiyordu. Birleşmiş Milletler Örgütü’nü (BM) istediği biçimde o kurdurttu. Onun uygulama aracı olan Güvenlik Kurulunda Amerika’ya veto gibi özel ayrıcalıkları o verdirtti. San Francisco’daki BM toplantısına giderken Truman’la görüşmek isteyen Sovyet Dışişleri Bakanı V. Molotov’u sanki bir Orta Amerika diplomatıymış gibi azarlayan da oydu. Oysa, kendi anı kitabının daha başında bu devletin adını bile doğru yazamamaktadır. Avrupa özel sermayesinin belini doğrultmak için Marshall Plânını o düzenledi. Lâtin Amerikan ülkelerini Çapultepek ve Rio Antlaşmalarıyla Amerikan’ın kuyruğuna o taktı. Yunanistan ve Türkiye’ye yardım görüntüsündeki “Truman Doktrini” onun adını taşıyor. NATO’ya o öncülük etti. Japonya’da Amerikan işgâli onun başkanlığında başladı. Orta Doğu’da İsrail devletinin kurulması kararının uygulayıcısıydı. Çiang Kay-şek’in düşmesi ve yerine Mao’nun gelmesiyle Çin’deki değişikliğin tanığı oydu. Kore’deki savaşı da o başlattı. ABD Kongresine savaş ilânı kararına bile gerek duymadı. Bunun için daha sonraki ABD genişlemesine yeşil ışık ya kacak olan askerî harcamaların ilk büyük adımı onun sayesinde atıldı. Kore’de BM Başkomutanı diye görevlendirdiği General Douglas MacArthur’u, Çin’i bombalamak isteyince görevden aldı.
Sayfa 114 - İleri YayınlarıKitabı okudu
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.