Yanlış zamanda yanlış yerdeymişim hissi sık sık sarıyor düşüncelerimi. Bu ataklardan birini de Karen Horney okumalarında yaşıyorum. Onunla ayak üstü de olsa biraz konuşmak, sorular sormak ve o müthiş bilinçte oluşup dile dökülen cümleleri dinlemek isterdim. En azından bir sempozyumunda arka sıralardan da olsa dinleyebilmek onu... Bazı düşünürler, adı geçmese de, atıf olmasa da alakasız bir kitabın bir yerinde karşınıza çıkıveriyor. ''O bundan bahsetmişti.'' diyorsunuz. İşte Karen Horney de bu isimlerden biri. Kuramsal çalışmalarıma devam ederken yararlandığım onca kitapta sürekli Horney'nin ayak izlerine rastlamak muazzam bir his. Çalışmalarının özünü kadının psikolojik ve sosyolojik olarak yeniden inşasına adayan Horney, kaygı kavramı merkezli neo-freudyen bir görüşe sahiptir. Özellikle kadının kaygı odaklı kaçınmaları, savunmaları, yönelişi ve manipüle edilişi üzerine eğilerek, kitap özelinde, kadının kendini erkekten arta kalan olarak konumlandırdığını ve bunu da farkında bile olmadan yaptığını ortaya koymaktadır. Durum bu iken kadının psikolojik analizini de yine erkek bakış açısının ele aldığını, onu yorumlarken de belli bir sapmanın yaşandığını çok güzel ifade etmiş yazarımız. Kaygı odaklı yaklaşarak ikinci ve üçüncü kısımlarda da toplumsal yaşayış şeklinin erilliğini ve kadının bu yaşam biçimi altında yaşadığı kaygılara da değinerek, dinden devlete, kültürden aileye kadar bir çok kavramın yapı sökümünü gerçekleştirmiştir. Özellikle bu kavramlar bazında şiddet gibi ortak bileşenleri ele alıp onların üzerinden düşüncelerini aktarmış olması oldukça isabetli bir yaklaşım. Tabi Horney yapı sökümü yaparken yerine yenisini de koymayı ihmal etmiyor. Özellikle çocukluk döneminin her açıdan iyi geçirilmesi için var olan sistemin değişmesi gerektiğine atıflarla değiniyor. Kadının ruhsal yapısını hem sistem içi kaygı dinamikleriyle hem de sistem dışında kalan doğasıyla ele alarak bizlere bir ütopyayı değil, yeniden bir inşanın yolunu çizmektedir. Peki bu sistem içi kaygı dinamikleri neler ufak tefek örneklerle açıklayayım size. Örneğin ''bu saate kadar neredeydin?'' diye soran kadının farkında olmadan erkeği merkezileştirmesi, kendini yadsıması, eve hapsolan kişi olması, bekleyen olması, erkeğin keyfine göre davranması, kadının erkekten arta kalan olarak sınıflanması noktalarında öğrenilmiş bir sistem içi kaygı ve stres dinamiğidir. Yazarımız da bu noktada hem sistem içi hem de dışına çıkarak değerlendirmeye almış kadın olgusunu. Bu kitap yanılmıyorsan Horney'nin son kitabıydı. Hem iyi bir final kitabı hem de iyi bir başlangıç olabilir psikoloji okurları için. Keyifli okumalar diliyorum.

Kadının Ruhsal YapısıKaren Horney · Payel Yayınları · 199829 okunma

··

1 artı 1'leme

·

1.275 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Uğur De Molinari