Bu kitaptan önce okumuş olduğum 
Onbirinci Saat kitabında yazar 
Martin Lings bu kitaptan yapmış olduğu alıntılara yer vermiş ve 
Rene Guenon'dan övgü dolu cümlelerle bahsetmişti. Bu sebeple bu kitabı okumak benim için daha fazla ilgi çekici olmuştur.
Rene Guenon 15 Kasım 1886 yılında Blois'de doğmuştur. Yazar sık sık tasavvuf çevreler ile temasa geçmiş, tasavvufa girme ve buna benzer bir çok durum yaşamıştır. 1912 yılında İslam'a girince adını Abdulvâhid Yahya olarak değiştirmiştir. Ebu'l- Hasan eş-Şâzeli tarafından kurulan Şâzeli tarikatına girer ve Şeyh Abdurrahman İlliş El- Kebir'den feyz ve bereket alır. Bulunduğu çağda Doğu'nun manevi düşüncesine ilgi duyan Batılılar arasında hiç kimse ondan daha kesin ve mutlak bir tavır takınmamıştır. Hiç kimse Doğu'ya dönme konusunda onun kadar ileri gitmemiştir. 7 Ocak 1951 yılında Kahire'de ölmüştür.
Yazar büyük halk kitleleri tarafından tanınan bir yazar olmasa da eserleri ve düşünceleri hep tartışılmıştır. Lakin ne tür tartışmalara yol açmış olursa olsun, enine boyuna düşünülerek çağımız insanının manevi kurtuluşunu sağlamak amaçlı çok önemli eserler bıraktığı aşikârdır. Yazar kitabında ölümcül bir çöküş yaşayan ve hatta uçurumun kenarında olan modern dünyanın kurtuluşu için, analizler, çözümler ve öneriler sunmaktadır. Guenon, modern dünyanın ortaya çıkmasıyla, manevi dünyanın çatısında bir şeylerin çatırdamaya başladığını belirtmektedir. (Bizdeki bu körlükle o çatının hâlâ başımıza çökmemiş olmasına yaşamış olduğum şaşkınlığı ise bir kenera bırakıyorum.) Parçalanma, bölünme, çözülme ve kaos ile birlikte bir dünyanın inancı kaybolmuştur.
Yazarın bulunduğu çağ ile ilgili yapmış olduğu tüm analizleri, bugün yaşamış olduğumuz çağ için de harfiyen söylememiz tam yerinde olur. Yazar çağımızın "Karanlık Çağ" denilen bir dönem içinde bulunduğunu belirtmektedir. Batı dünyasının Doğu dünyasından daha ileri ve hızlı bir yozlaşma sürecinde olduğunu ifade etmektedir. Barbar bir çağın içine akıl almaz bir şekilde dalmaya "medeniyet" ve "ilerleme" adı veren evrensel bir körleşmeyi ve insanı kendi insani değerlerinden koparan, insan kitlelerinden canavarlar üreten bu dünyanın çürüklüğünü başka hangi cümleler ve analizler bu kadar iyi anlatabilirdi ki!?..
"Dünyanın sonu" kaygısının laftan ibaret olmadığını ispat edecek bir çağda yaşadığımızı ne zaman idrak edecek veya edebilecek miyiz?
Yazar modern dünyanın bunalımına kesin ve gerçek çözümler önermektedir. Bu sebeple modern dünyanın kurtuluşunun tek koşulu olarak, Tam bir manevi ve ahlâki devrimin gerekli olduğunu belitmiştir.
Kesinlikle okunması ve üzerine düşünülmesi gerekli olan bir eserdir.
··
1,333 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.