(Dinlemek için: youtube.com/watch?v=qPP00TF... )
Nice gülsün gözlerim senden ırakta cânâ?..
Çırpınıp durmaktayım binbir tuzakta cânâ...
Bela dikenleriyle yârelenmiş şu ruhum,
Ne ateş kalmış işte, ne kül ocakta cânâ...
Lâl kesilmiş kainat, âşina bir seda yok,
Gülün boynu kırılmış, bülbül firakta cânâ...
İstilaya uğramış gönlümün coğrafyası,
N'idem düşman bayrağı durur direkte cânâ...
Hasretin sam yelidir, firkatin nâr-ı cahîm,
Can nasıl kebap olmaz, kaldım merakta cânâ...
Gün uzar, yüz yıl olur, bir türlü geçmez gece,
Gam şâhı sultan mıdır şimdi yürekte cânâ?..
Şu mihnet çöllerinde bağlanmış elim, kolum
Kalakaldım çâresiz, senden uzakta cânâ...
Göğünde kuşlar uçan aşkının bahçesinden
Topladığın çiçekler hangi kucakta cânâ?..
Elimde bir kuru gül, gözümde kanlı yaşlar
Ve buruk bir tebessüm durur dudakta cânâ...
Şu mahzun hânemize bir nebze ışık girsin,
Ne olur ümidinin mumunu yak da cânâ...
Tâ kalbime saplanan bu hançer, bildim, senin...
Hâlâ durur gözünün izi, bıçakta cânâ...
Misk ü amber kokuyor, sanki cennet reyhanı,
Saçlarından bir teli buldum tarakta cânâ...
Sensin cümle şefkatin, merhametin menbağı,
Ahmed'in, uğruna can versin, bırak da cânâ...