Yazar savaşın ne olduğunu,doğurduğu buhranları,yıkımları,getirdiği açlığı,yokluğu roman karakteri Teresa ‘nın gözünden anlatır. Savaşın ortasında,savaşın tüm izlerini taşıyan,dinine bağlı yirmi altı yaşındaki Teresa,henüz on altı yaşındayken Dünya Savaşı'nda babasını kaybetmiştir.Gittikçe insanlara olan inancı yok olur.”İnsanlardan bezgindim" diyerek,yok olan inancını anlatır. Teresa'nın annesinin yaşadıklarıysa romanın en acı yanlarından birini oluşturur. Yazar, savaşın ortasında ,”ölü ömür yaşıyorum “diyen Teresa'nın psikolojisinin derinlerine iner; bazen kendini bütünün parçası bazen de o bütünden ayrı hisseder.Bazen olup bitene kayıtsız kalır bazen gözyaşlarına boğulan bir kadın olur. Terasa bazen yaşadığı şeylerin içinden anlam boşaltır bazen de yaşadıklarına anlam arar,anlam yükler.Savaşta şahit olduklarını sıradan bazen de sıra dışı olarak niteler.Ayrıca tek bir karara varamaz,der ki “ölmek istemiyordum,ama hayatta öyle parlak ,içten ve samimi bir şey değildi benim için.”Teresa'nın her sözü aslında savaşın içinde hayattan tat alamamasını yansıtır. Romanda bazı ayrıntılar savaşın iç yüzünü ,savaşın doğurduğu acıları tüm çıplaklığıyla aktarır.Örnek vermem gerekirse;belli bir saate kadar sokakta kalma izni vardır.Fakat çalışmak zorunda olup da akşam saat dokuzda işi biten kadınlar,işlerinden eve dönebilmek için hayat kadını vesikası almak zorunda kalırlar.Bu vesika gece on bire kadar sokakta kalabilmeyi sağlamaktadır. Anne kız ilişkisi romanın en çarpıcı yanlardan biriydi.Başından itibaren annesine köklü bir şey hissetmez.Savaşın yarattığı buhransa vardığı belli bir noktaya kadar bu ilişkinin seyrini belirler. Genelde Kırım‘ı konu alan,romanlarında yer olarak Kırım'ı kullanan yazarın bu romanı Kırım'ı konu olarak işlemez.Fakat yine savaştan ve yıkımlarından bahseder.Bu defa İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlar tarafından işgal edilen Polonya'yı ve Rusya'nın Polonya'yı Almanlardan almak isteyişini ve Polonya halkının ayaklanmalarını anlatır.Yazar bu yıllara kendisi şahit olmuştur.

Ölüm ve Korku GünleriCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 2016252 okunma

·

49 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.