Gönderi
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Türk Edebiyatımızda ilk psikolojik kitap Eylül olsa da bu kısacık kitap da güçlü bir ruhsal tahlil kitabıdır. On beş yaşındaki anlatıcımız bacağındaki kemik veremiyle küçük yaştan beri mücadele etmektedir. ve her iki üç yılda bir ameliyat olsa da yine dizdeki iltihap kötüleşmiştir, iyi bakım ve rahat bir yaşam ve bir de baston kullanmasını söylerler doktorları fakat sadece Erenköy deki uzaktan akrabaları olan Paşalar da dertlerini unutur ve gider, paşaya edebiyat kitapları okur ve Nüzhet e de kitaplar getirir. Nüzhet köşkün şımarık hiç zorluk çekmemiş havaii bir kızdır. Hatıralarını bir anı defteri şeklinde yazan hasta gencimiz, kendisinden dört yaş büyük Nüzhet e aşık olmuştur fakat Nüzhet in 35 yaşında doktor bir talibi vardır. Yengesi de bu izdivaça onay vermektedir. çünkü doktor Ragıp zengin, elit batıya dönük yüzüyle bir albeni oluşturmuştur. Ayağının acısını köşkte unutmaya çalışırken duyduğu bu habere çok üzülür ve hastalığı bu sefer ciger veremine dönüşme riski olduğunu ve hatta ayağını kesebileceklerini söylediklerinde bayılır. Sonunda hastane süreci başlar üç dört ay kalır kurtulur ama artık yaşı on beş değil kırk beş yaş olgunluğundadır. Nüzhet in evlendiğini öğrenir, paşa da ölmüştür. burada bir sürü detay var, mesela Peyami Safa ruh hallerinin bedenlerimizi iyileştirebilecek ya da onu daha da kötüleşebileceğini anlatmaya çalışmıştır. Mekan betimlemeleri adeta hasta çocuğun ruhsal halleridir. Yaşadıkları evin sofasını öyle canlı anlatır ki her şeye tanıklık eden yaşlı bir kadın yüzüne benzetir bu da aslında hasta çocuğun iç dökümüdür. Yine biz evlerden hastane koridorlarından dönemin koşullarını öğreniyoruz. sonuçta yazarımız osmanlı hükümetinin son dönemlerinde doğuyor birinci ve ikinci dünya savaşlarına ve yeni türkiyede ki inkilaplara, çok partili dönemlerin en sancılı dönemlerine de tanıklık ederken üstüne üstlük gazetecilik yapıyor ve bir de romanlar, makaleler, fıkralar, deneme yazıları ve çok sonraları da ders kitapları da yazarak geçimini sağlıyor. Azimli bir kişilk ola Safa tek başına fransız öğrenip gramer yazacak kadarda ilerletiyor. siyasi ve kalem kavgalarından edebi kişiliği bir türlü parlayamayan yazarımızın kıymeti çok klişe ama geç anlaşılmıştır. ismini Tevfik Fikret koymuştur. Amcaları da şair olan safa nın Server Bedii ismiyle ''Cingöz Recai'' serisini tefrika etmiştir ve çok beğenilmiştir. Oğlu Merve Safa nın askerde ölmesiyle çöken ve mistik ölüm ötesi konulara ilgisi kayan Peyami Safa bir arkadaş toplantısında 1961 yılında geçirdiği beyin kanamasıyla vefat etmiştir.
Peyami Safa okumaya ben kendi adıma devam edeceğim, siz de okuyun derim ben.
#neokuyorum #birlikteokuyalım
·
60 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.