Gönderi

480 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Dev(rimci)lerin Aşkı...
"Ölememek ve yaşayamamaktır aşk." Öleceğini bile bile yaşamayı göze almaktır, belkide. Kitabın ismini duyduğumda bu kadar şahane ve anlam yüklü bir isme sahip olan kitap kötü olamaz dedim ki büyük oranda yanılmadım. En azından isminin hakkını veriyor diyebilirim. İsminden sonra konusunu okuduğumda merakım iki kat artmıştı kitaba. Çünkü fantastik bir tarafı var konunun. 1932 yılında geçiyor konu ve aslında 10 günlük bir zaman dilimini anlatıyor fakat âşıklarımız 1 gün geçirdiğin de zaman 10 yıl ileri gidiyor. Yani her bir gün on yıla denk geliyor böylelikle 2022 yılına kadar geliyorlar. Burada ki mantık kitabın içinde de geçen; Aşk mekansızdır, mekanı olmayan bir şeyin zamana da ihtiyacı yoktur. Bu yüzden de zaman anlamını yitiriyor, âşıklarımız için. Aslında bu konunun arka planı olması rağmen çok güzel yedirildiğini söylemeliyim. Asıl konuya gelecek olursam; Nafiz & Mahur isimli birbirlerini ölesiye seven bir çiftimiz var. Daha önceden ayrı olduklarını anladığımız Nafiz & Mahur isimli çiftimiz, Kitap Mahur'un birgün hiç beklenmedik şekilde dönüşüyle başlıyor. Zâten kitabın ismi de buradan vuku bulmuş. Nafiz bir ressam ve münzevi bir hayat sürüp hiç evden çıkmayan içe dönük, melankolik, asosyal birisi iken Mahur ise şiirle iştigal eden şairliğe özenen dışa dönük, hayat dolu, sosyal bir hanım. İkisinin ortak noktası ise sanatçı kişilikleri(dolayısıyla hassas bir ruha sahip olmaları) ve siyasi yönden Devrimci bir zihniyete sahip olmaları. Fakat karakter olarak oldukça zıtlar. Biraz da aralarındaki çekim de bu zıtlıktan ötürü geliyor ve zâten hikâyenin özünü de bu oluşturuyor diyebilirim Mahur, Nafiz'i çok sevmesine rağmen onun dışarı çıkmayışından ötürü rahatsız ve onu telkin etmek için sürekli yollar arıyor. Tabi bu arada çok ateşli bir aşk yaşadıklarını söylemeliyim. Sürekli birbirlerine olan aşklarını günlük yaşantılarında ikisinin de sanatçı olması hasebiyle bazen yeşilçamvari olsada (ki geçtiği dönem itibariyle normal) çok dokunaklı adeta şiirsel ve hoş sözlerle ifade ediyorlar. Alıntılanacak çok güzel sözler geçiyor. Mahur bir yandan Nafizle olan çıkmazlardaki ölümcül aşkı ile uğraşırken diğer yandan da dışarıda arkadaşları ile buluşup, kafasını dağıtmaya çalışıyor. Nafiz'in inatçılığı üzerine, tabi kaçınılmaz olan oluyor ve dışarıda başka erkeklere ilgisi kayıyor. Ona kendisini daha iyi hissettiren, özellikle dışarı çıkma konusunda kendisi gibi sosyal olan birtakım arkadaşlarıyla samimiyet kuruyor. Diğer taraftan ise Devrimci olduklarından bahsetmiştim ve bir nevi zamanda yolculuk yaptıklarını. İşte bu geçen zaman esnasında Türkiye'nin Cumhuriyet'ten günümüze kısa bir tarihi işlenmiş ama buda arka planda. Tutup da bir tarih kitabı gibi değil. Örneğin; bir darbe oluyor bununla alakalı haberler geçiyor, gibi. Tabi kızımız devrimci olması hasebiyle sürekli bir devlet düşmanlığı yapmakta. Bunu derken de beğenmediğim veya abartılı bulduğum yerleri kısımlara geleyim: Bir kere Mahur hanım, Nafiz'e çok aşık olmasına rağmen çok kolay bir şekilde şıpsevdi gibi başkasına gönlü kayıyor. Bu durum Nafiz'e olan aşkını bana sorgulattı. İkinci olarak bir devrim türküsü tutturmuş herşeye kafa tutuyor ama içi boş maalesef. İlerleyen zamanlarda Gezi olaylarına falan bile katılıyor, polise taş atıyor. Yani devrimcisin anladıkta derdin ne diyesim geliyor. Sürekli bir anarşi peşindelik. Yok dünyayı aşıklar kurtaracakmış bilmem ne. Bu siyasi tarafı çok sönük maalesef. Kendince bir mesajlar vermeye çalışmış ama olmamış. Eline yüzüne bulaştırmış. Yaşasın devrim yaşasın aşıklar falan dememizi bekliyor herhalde. Burda Yayınevine de parantez açmam gerekir çünkü kendileride gezi olaylarını desteklediği paylaşımlarını görmüştüm. Sanırım özellikle bu yüzden basıyorlar kendi görüşlerine yakın olan yazarların kitaplarını. Keşke siyasi kaygılarını böylesi romanlara alet etmeseler daha güzel olur. Ben aşk romanı diye alıyorum. Hadi bir iki cümle neyse bu kadar kasmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Herneyse burayı geçecek olursam. Kitapta konuyla alakalı mesela plakta Orhan Gencebay - Batsın Bu Dünya çalıyor. Onun şarkı sözlerini kitaba olduğu gibi koymuşlar. Yani ne gerek var?.. Hani bir iki kere olsa neyse çok fazla şarkı koyulmuş. Sonuç olarak kitabın beğenmediğim kısımları hariç severek okuduğumu söyleyebilirim. Özellikle samimi bir "Aşk" romanı arayanlar için tavsiye edilir. Ölmeden, geçerken bir okuyunuz derim, efendim bu kitabı. Kitapsız da aşksız da kalmamanız, temennisiyle :)
Ölüyordum Geçerken Uğradım
Ölüyordum Geçerken UğradımCan Gürses · Ayrıntı Yayınları · 2017403 okunma
·
238 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.