Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

863 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
"Roman", günümüzdeki anlamlarına ulaşmadan önce en açık ifadesi ile "destan" anlamına gelen kuzey Avrupalı bir kelimedir. Destan ise uzun anlatıya eş değer bir anlam taşımaktadır. Yeryüzünde destanı olmayan bir halk ise hemen hemen yok gibidir. Destanların kimi tamamen anlatı olarak halk geleneklerinde devam etmiş, kimi de bölük pörçük şekilde motifler halinde masalların içerisine yerleşerek varlıklarını devam ettirmeyi sürdürmüşlerdir. Masalların Halk Bilimi çalışmalarında ilk derlemelerinin ve yazıya ilk geçirilişlerinin Grimm Kardeşler ile birlikte gerçekleştiği düşünülür. Masallar Modern Edebiyat öncesi yazının önemli bir yönünü oluşturur ve aslında Modern Edebiyata ulaşacak yolların da bir işaret edicisidir; masallardaki motifler Şövalye Romansları'na oradan da Don Quixote'ye uzanan yolu belirlerler. Yeryüzündeki halk masallarının ise iç içe geçiciliği bir gerçektir. Eğer detaylı bakılırsa görülür ki ne Hint Masalları, Rus Masallarından, ne Rus Masalları, Alman Masallarından ve Türk Masallarından ayrılır. Destanlardan masallara, masallardan romanslara, romanslardan romanlara uzanan bu yol bir edebiyat bilimcisine edebiyatta bir ulusal sınır çizmenin ne kadar imkansız olduğunu anlatacaktır. Eğer bir ulusal sınır çizme girişimi olursa da bu sınır, muğlak ve teori zemininden uzak bir sınır olacaktır. Çünkü dil buna müsaade etmez. Rus Edebiyatı Rusya'nın sınırları içine, Alman Edebiyat Almanya’nın sınırları içine, Türk Edebiyatı Türkiye’nin sınırları içine çekilemez vb. Rus Edebiyatı tanımı Rusça konuşulan ve yazılan, Alman Edebiyatı tanımı Almanca konuşulan ve yazılan, Türk Edebiyatı tanımı Türkçe konuşulan ve yazılan her yerde geçerlidir. Ancak buna İngiliz Edebiyatı, İngiltere (Birleşik Krallık) Tarihi'nin sömürgecilik faaliyetleri ile birlikte oluşan İngilizce'nin hakimiyet sahası istisnai bir durum oluşturur ki bu sömürgeci mantalite esasında Roman yazımının sınırlarını Avrupa olarak belirleyen mantalitenin de kendisidir. Bakınız ki günümüzde Nobel kurulu bu mantalitenin çarpıklığıyla mücadele etmektedir. Alman Edebiyatı demek, Almanca yazılan edebiyat demektir. Avusturya ve İsviçre Edebiyatları'nın, Alman Edebiyatı içerisinde değerlendirilmesini edebiyat bilimcileri ittifakla kabul eder. Nitekim seçkide yer alan Bachmann Ingeborg tarafından kaleme alınan "Ölüm Gelecektir" isimli hikayede Sepp Amca isimli karakter, "Avusturya bizim memleketimiz, Almanya ise vatanımızdır." der. Sanırım bu cümle yukarıdaki bütün ifadelerimi destekler nitelikte bir cümledir. Kamuran Şipal, tarafından yapılan bu seçki Ingebor Bachmann gibi muhteşem bir kalemi bana tanıttı. Bir okur olarak bunu geç ama mükemmel bir kazanç olarak görüyorum. Bachmann'ın bütün eserlerine ulaşmayı düşünüyorum. Bu seçki bir okur hayranlığının başlangıcına sebep oldu. Eminim ki söz konusu seçkiyi okuyan her okurda bu tür hisler ortaya çıkacaktır.
Çağdaş Alman Öykü Antolojisi
Çağdaş Alman Öykü AntolojisiKolektif · Cem Yayınevi · 20149 okunma
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.