Gönderi

Mustafa Kemal' den mektup
Hakkiye Hanım, Füreya'ya kemanını getirip çalmasını söyledi. Füreya bir süre nazlandıktan sonra, özellikle Mustafa Kemal'in ısrarı üzerine, yukarı çıktı, kemanını aldı indi. Ama inmeden önce, bir koşu aynaya gidip, saçlannı düzeltti ve parmak uçlarını diliyle ıslatıp, kaşlarını yukarı kaldırdı. "Ne çalayım?" diye sordu misafirlerine. "Ne istersek çalabilir misiniz?" dedi Mustafa Kemal. "Denerim." "Bach çalın." "Hangi konçertosunu?" "Bu kız beni aşıyor Latif," dedi Mustafa Kemal yanında oturan 82 eşine, "Ne çalsın?" "Đki keman konçertosu'ndan çalabilir misin?" "Denerim efendim." Füreya kemanı boynuna dayadı ve incecik parmaklarıyla çalmaya başladı. Gözleri kapalıydı. Yüzü o kadar duyguluydu ki, sanki bir ev toplantısında annesinin misafirlerine keman çalmıyor, sevgilisine serenad yapıyordu. Parça bittikten, alkışlandıktan ve her türlü iltifatı dinledikten sonra, odasına gitti, gümüş kakmalı kutusundan hatıra defterini çıkardı. Aşağı indiğinde ufak bir tereddüt geçirdi. Ya reddederse... Ama her şeyi göze alıp yürüdü. "Defterime benim için bir şeyler yazar mısınız efendim," dedi. Mustafa Kemal, Füreya'nm uzattığı defterle kalemi aldı ve dizlerinin üzerinde, onu çok uzun yıllar etkileyecek olan satırları yazmaya başladı. Yazı, "Füreya Hanım," diye başlıyordu Görüyorum ki siz çok çalışkan bir insansınız. Millet sizden çok şey bekliyor. Siz çalışmalı ve bir şeyler vermelisiniz memlekete." Füreya, defteri, kutsal bir emanet gibi göğsünün üzerine bastırıp odasına çıktı. Kendini milletine gerçekten borçlu hissediyordu. Bir an önce büyüyecek ve memleketinin adını yurtdışında tanıtan bir konser solisti olacaktı. Yok... Belki de kendini Türk çocuklarına adayarak, onlara keman çalmasını ve Fransızca konuşmasını öğretirdi.
Sayfa 69
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.