Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
insan ne zaman evindedir?
"Hey yabancı, omuzunda parlayan harman küreği de nedir?" Bu soru, birden bire bizi evden uzakta hissettiren bu soru… Burada "harman küreği"ni, bizi biz yapan, bizi tanınır kılan şey olarak düşünmeliyiz. Öyle bir yerdesinizdir ki, size has olan, sizi siz yapan şey belirsizliğe bürünür. Yolculuğa çıkan Odysseus bu sözleri duyar ve o zaman anlar, evden çok uzakta olduğunu. Peki ya tanınmak ne demek? Seni sen yapan şeylerle kabul edilmek: Dilin ve sevdiklerinle. İşte o zaman, Odysseus'un dediği gibi, varlık "yerin içinde dikili kalır". Kimliğimizin tespit edilmesiyle, yani tanınmamızla birlikte, yerin içinde kök salarız. "Odysseus geri dönüşünü sonlandırmamıştır. 'Ne mutlu Odysseus gibi güzel bir yolculuk yapıp [...] deneyim ve hikmet dolu geri dönerek hayatının geri kalanını anne babasıyla geçirene'" Odyesseus, evine dönmek ister. Fakat bunu istemek için önce evden çok uzaklara gitmek gerekir. Öyleyse nostaljinin iki yüzü vardır, Ev Özlemi ve Gezginlik Özlemi. Parmenides'in dediği gibi: "Odysseus'un ve Parmenides'e göre tüm ölümlülerin bir başka yönünü niteleyen diğer kelimedir bu: dönüş için değil gezginlik için duyulan acı ve arzu; daha basit olarak hava alma ihtiyacı, başını alıp gitme isteği…" "Mülteci bir politik düşünür olarak Arendt Almancaya nostalji duyar ve başka şeylerle birlikte bir dilden sürgün edilmiştir; bir filozof olarak Heidegger ise varlığa nostalji duyar ve logos'tan -daha doğrusu 'Varlık'ın evinden ve insanın özünün sığınağından' - sürgün edilmiştir." Ach… Hannah Arendt. Heidegger sana hayran olmakta ve gönlünü kaptırmakta ne kadar haklı. Bu kitabı elime alırken amacım "evde hissetme" ve "nostalji" üzerine enine boyuna düşünebilmekti. Bilmiyordum ki, sevgili Hannah Arendt bu sürecin ana kahramanı, biricik filozofumuz Heidegger ise yardımcısı olacak… Bir şekilde ilgilendiğim konular onları hep çevremde tutuyor. Peki… Ne zaman evde hissederiz? Sürgün nedir? Dil ne anlama gelir? Neye özlem duyarız? Heidegger'in dediği gibi "bir bütün olarak varlığa" mı? Eve dönüş Lacancı bir ulaşılamaz ideal midir? Yoksa Fitcheci bir ben özlemi mi?... Bu tip sorular, Odysseus, Arendt ve Heidegger gibi isimler aracılığıyla, bu pek müthiş eserde soruşturulan sorulardan bazılarıdır. "[…] ruhen her zaman evinde olan Hegel'in dediği gibi 'tahtta, prangalarda olduğu kadar özgürdür.' 'Zenginliğimizi yaratan ruhtur. Ruhumuz bize sürgünde ve en zorlu yalnızlıklarda eşlik eder,' öyle ki her yerde evimizdeyizdir." Bazen olur, dünyanın farklı yerlerinde bir başına iken kendini sımsıcak ve evinde hisseder insan. Bazen de doğduğu büyüdüğü yerde, yersiz yurtsuz, evden çok uzakta hisseder. "Evde hissetme" son derece tinsel bir meseledir. Aslında "yersiz ve yurtsuz" olan, "dünyaya fırlatılmış" insanoğlu, günün sonunda kendine bir ev bellemeden edemez. Bu ev fiziksel bir ev değildir, "evde hissetmek" son derece ruhsal ve hatta a priori bir arzudur. Bazen şöyle düşünürüm: cennet, ruhen sürekli evde hissetme halidir. Bu eseri evimden, annemden, babamdan, kardeşimden ve sevdiklerimden uzakta olduğum, onlara hasret dolu olduğum, meseleyi çok daha derinden hissedebileceğim bu günlerde okudum. Fakat bu uzaklıkta yine de kendimi ruhen evimde hissettiren o şeyi anlamaya çalışıyorum. Tıpkı tam tersini anlamaya çalıştığım gibi: yersizce bastıran "evden çok uzakta hissetme duygusu". Bu sıla ve hasret halinde, insanın içini sıcacık yapan bir başka şey var. Özlediklerim ve kavuşmayı beklediklerim de beni evde hissettiriyor olmalı. Sevgiliden uzakta olma da öyledir. Kavuşma arzusu insanın içini hep sıcacık tutar. Barbara Cassin. Fransız filolog ve felsefeci. Şu dünyada "insan ne zaman evindedir?" sorusunu soran ve bunu araştıran birisi var. Çok temel, varoluşsal, tinsel, hepimizi ilgilendiren bir mesele. Hayran kaldım.
Nostalji:  İnsan Ne Zaman Evindedir?
Nostalji: İnsan Ne Zaman Evindedir?Barbara Cassin · Kolektif Kitap · 2020146 okunma
·
131 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.