Gönderi

192 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Felsefe ve Edebiyat kendi alanlarında uzmanlık isteyen türler iken bu ikisini bir yapıtta sunabilmek bence ustalık işidir. Okuyucuyu kitabın daha ilk sayfalarında aforizmalarıyla kendine çeken Wilde, akıcılığı biraz olsun sonlara doğru aksatmış gibi geldi doğrusu. Bir baş ve iki yan olmak üzere üç tane karakter etrafında dönen bir olay örgüsü var ve bu üç kişi 8 milyar insanın özeti niteliğinde. -Basil kendini sanata adamış, sanata olan aşkını ise Dorianda bulmuş, onu tanrı katına çıkarmış meczup biri. İnsanların çoğu da birer Basildir bana göre. Kimileri kendilerine göklerde tanrı ararken kimileri somut ve geçici tanrılar edinmiştir. İşin sonunda kimse bu arayışta istediğini bulamamıştır. - Lord Henry: Yazar, felsefesini bu karakter aracılığıyla esere entegre etmiş, çok da güzel olmuş doğrusu. Sözlerinin altını üstünü çizerken kendisinin hedonizmin kurbanı olarak görmemek elde değildi. Entelektüel kesimin aşağılayıcı kibrinin güzel bir simgesi olan Henry'e ise Trabzonlu Müteahhit benzetmesi çok yakışıyor ama aşağı yukarı 60 70 IQ fazlalığı var :) -Dorian Gray, baş karakterimiz güzelliğinin karşılığını kaderinde bulduğunu düşünen bir şımarık :) evet, evet sözümün arkasındayım. Küçük yaşta güzelliğiyle etrafındakileri cezbeden, cezb olanlar tarafından şımartılan korkunç bir karakter. Yazarın gözünde ise Dorian insanlığım tüm zaaflarının yansıması. - Ölümsüz olmayı istedikten sonra hayatın hiç de baki yaşantıya müsait olmadığını, ruh ve bedenin eş zamanlı olgunlaşması gerektiğini, aksi halde korkulan ölüm değil de ölüm korkusu olacağını iyi vurgulamış. *** Belirtmeden bitirmek istemiyorum, kitabı okurken aklımda sürekli Benjamin Button'ın tuhaf hikâyesi vardı. Kurgu yakın, ufak bir tezat var yalnızca.
The Picture of Dorian Gray
The Picture of Dorian GrayOscar Wilde · Wordsworth Editions · 199774,5bin okunma
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.