Gönderi

863 syf.
·
Not rated
Alman yazar Dieter Forte’nin eseri Sırtımdaki Ev, mitolojik bir anlatıyı anımsatan şekilde, ipek kumaş dokumacılığının Çin’de ortaya çıkışının ve dünyaya yayılışının hikayesiyle açılıyor. Ardından kurgu başlıyor ve Forte, 14. yüzyılda İtalya’da ipek dokumacılığı yapan Fontana ailesi ile madencilikle geçimini sağlayan, Leh Lukazc ailesinin hikayelerini anlatıyor. Bu iki ailenin hikayesi, 20. yüzyıl başlarında iki gencinin evlenmesiyle beraber tek hikaye haline geliyor. Bu zamana kadar ailelerin başlarına gelenlerle Avrupa’nın tarihinin hızlandırılmış bir anlatısı sunuluyor; mezhep çatışmaları -Katolikler ve Protestanlar-, feodalite ya da monarşiyle yönetilen bölgelerde siyasi baskı, savaş gibi nedenlerle göçler, kıtlık ve salgın hastalıklar, Sanayi Devrimi ve sonrasında işçi ayaklanmaları ailelerin adeta mitsel bir şekilde aynı isimli farklı jenerasyonlarıyla anlatılıyor. Yirminci yüzyıla gelindiğinde, sanki tarihin içinde birikenler patlıyor, büyük bir kırılma anı yaşanıyor ve yazarın anlatımı da yavaşlıyor. Romanın büyük bölümünde Birinci ve özellikle de İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan yıkım, Düsseldorf’ta yaşayan karakterlerin gözünden aktarılıyor. Yazarın kendi hayatından da izlerin çokça bulunduğu bu bölümler, hakikaten çok çarpıcı ve gerçekçi. İkinci Dünya Savaşı’nı -her ne kadar bu kez Yahudi olmayan bir aile olsa da- anlatan çok roman okudum, yine de bu romanın zihnimde unutamayacağım sahneler bıraktığını söyleyebilirim. Bunun yanında, romanı çok güçlü ve derinlikli bir eser yapan iki sebep var bana göre. Birincisi, iki ailenin hikayesiyle beraber tarihi anlatırken, çok başarılı bir toplumsal sınıf analizi yapmış yazar. Akıl, mantık ve bilim ile din ve inancın insanlık tarihi kadar eski ve bireylerin dünyaya bakışından halkların akıbetlerine kadar neredeyse her şeyi şekillendiren savaşını yansıtmış bu analizine. İkincisi, yazar, tüm bu anlattıklarını, zaman, tarih, hikayelerin var olma sebebi ve işlevleri ve insanın hikaye anlatma ihtiyacını sorguladığı, muazzam bir eleştirel düzleme oturtmuş. İnsanların var oldukları andan itibaren, dokudukları ve hep bir araya gelerek oluşturdukları kocaman bir ipek kumaş deseni misali, kendi hikayelerini anlatarak tarihi oluşturmaları metaforu çok etkileyiciydi; romanı başladığı şekilde, hikayelerini anlattığı sıradan insanların ebedi yaşam ve ölüm döngüsü ve tarihin tekerrürü misali çemberini tamamlayarak bitirişi de öyle. Çok güçlü, çok iyi bir epik roman.
Sırtımdaki Ev
Sırtımdaki EvDieter Forte · Metis Yayıncılık · 200925 okunma
··
1,171 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.