Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

528 syf.
·
Puan vermedi
Mehmet Azimli kitabında Kusvâ devesinin Allah’ın yönlendirilmesini eleştirirken Arı’nın Allah tarafından yönlendirildiğine ilham verildiğine inanırken, Kusvâ devesinin Allah tarafından yönlendirilmediğini ısrarla ispat etmeye çalışıyor. Bu ikilemi yazar kitabının birçok yerinde zorlama yorumlarla yapmaktadır. Peygamber’in Ensâr muhaciri kardeşleştirme projesinin sadece muhacirlere barınma hizmeti sunmasının dışında amacının olmadığını ve Ensâr’ın bu proje kapsamında kullanıldığını söylerken, aynı konu içerisinde devam eden yazısında; Müslüman Ensâr olsun Muhacir’den olsun biri savaşa giderken diğeri de evi kolluyordu. Bazen de biri Peygamber’in sohbetine katılırken diğeri de geçimini sağlamak için çarşıya çıkıyordu. Bu da aslında meselenin sadece barınmadan ibaret olmadığını dolayısıyla Ensâr’ı muhacirle kardeş kılma projesini de sadece barınma amaçlıya indirgemek hoş olmayan ve dar bir bakıştır. Aşere-i Mübeşşere listesinde olan şahsiyetlerin hepsinin Kureyş’ten olmasının haricilerin kötülemesine karşı alınmış tedbir olarak uydurulmuş olabileceğini belirten yazar, haricilerin tarih sahnesine çıkması Hazreti Osman ile beraber çıkmış ve Hazreti Ali hilafetine kadar devam etmiştir. Yazar ayrıca olayla ilgili dipnotunda “ muhtemeldir” demekle kat’i bir ifade kullanmayarak aksinin de mümkün olabileceğini göstermiştir. Bedir savaşındaki zaferin, inananların zafere inanmaları ve kurallara uymanın savaşı galibi olması Sünnetullah’ın gereği olduğu; Allah’ın bir dahlinin olmadığı, Allah’ın savaşa müdahil olması durumunda Sünnetullah’ın adaletiyle bağdaşmayacağını ileri sürmektedir kitabın yazarı. Halbuki Kuran-ı Kerim’in Muhammed Süresi 7, Hacc Süresi 40 ve Âl-i İmran Süresinin 160. Ayetleri bize ne zaman ki Müslümanlar kesretlerine silahlarına değil , lakin sadeec ve sadece Allah’ın rızasını kazanmak ve Allah’ın dinini hakim kılmak için savaşan nice az sayıdaki Müslüman topluluğa Allah’ın yardımının hak olduğunu ayetler ışığında anlıyoruz. Yazar ayrıca Sünnetullah’ın gereği olarak dini , ırkı ne olursa olsun Allah’ın sünneti gereği kimseyi kayırmayacağını , adil olması kendi sünnetinin gereği olduğunu dediği yerde , Allah inananların kalplerine sekineyi yani huzuru indirmiş, melekleri müslümanların yardımına koşmuş ve zaferi nasip etmiştir. Halbuki yukarıda ismini ve numarasını verdiğimiz ayetler incelendiğinde Allah, kahramanlık peşinde koşmayan, dünya malına tamah etmeyen ashabın yardımına koşmuştur. Ayrıca Hendek savaşı günlerinde havanın birden soğuması, akabinde kum fırtınasının çıkması ve fırtınanın müşriklerin çadırlarını yerle bir etmesi bunun akabinde müşriklerin ciddi çarpışmalara girmeden geri dönmesi meteorolojik vaka cinsinden açıklanacak olursa, denilebilir ki Firavun’un Hazreti Musa’ya yetişeceği sırada Allah’ın Hazreti Musa’ya verdiği bir mucize ile Kızıldeniz’i yardığı günde med-cezir olayı gerçekleşmiş ve bu sayede Hazreti Musa ve kavmi tesadüfi bir şekilde firavundan bu tesadüf sayesinde ölümden kurtulmuştur. Hemen her defasında İbn-i İshak’ı eleştiri bombardımanına tabii tutmasına rağmen Beni Kureyzâ olayında İbn-i İshâk’a sahip çıkması manidar olduğu kadar şaşırtıcıdır. Hastaya dua edenin duasının hastaya faydasının olmadığını sadece kişinin kendine edeceği duasının faydasını göreceğini iddia eden yazar, Kuran-ı Kerimde geçen onlarca peygamberin hem kendine hem başkalarına ve de vefat eden kişilere dua ettikleri görülmektedir. Peygamberimizin, “Bir Müslüman, yanında bulunmayan din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin”, diye dua eder. (Müslim, zikir 86; Ebu Davud, Vitir 29) Başka rivayette de umre yapmak için izin isteyen Hazreti Ömer’e cevaben; bizi duadan unutma, sevgili kardeşim diye cevap verdi. ( Ebu Davud, Vitir 23) Bir başka rivayette de Peygamberimizin; “Hastaların duasını alınız; onların duası makbuldür.”( İbn-i Mâce,Cenâiz:1; Deylemi, Müsnedü’l-Firdevs,1/280) Kendinden başka başkalarına dua etme sadedinde Kuran-ı Kerim’de : Bakara Süresi 127, 128, 201, 250, 286 ayetleri, Âl-i İmran Süresi 8.ayeti, A’râf Süresi 8,126, 156 ayetleri, İbrahim Süresi 41.ayeti, İsrâ Süresi 24. Ayeti, Mu’minun Süresi 109.ayeti, Furkan Süresi 74.ayeti, Mü’min Süresi 7-8 ayeti, Haşr Süresi 10. Ayeti , Nuh Süresi 28. Ayeti. Kuran-ı Kerim Sürelerinden alıntıladığım 10’dan fazla ayetin aslında Peygamberlerin dilinden dökülen dualar olduğunu ayetlerden gördüğümüz ve hali hazırda yaşayanlara dua edildiği gibi ölmüş olanlara da dua edildiği görülmektedir ki, ayet ve hadislerden anladığımız kadarıyla edilen duadan herkesin istifade ettiğini öğreniyoruz. Kadınların başkanlık konusundaki duygusallık engeline gelince; yazar, duygusallık noktasında kadınların başkan olamamasının önünde herhangi bir nassın ve de icma’ın olmadığını beyan etmekte bu yüzden kadının da başka olabilmesi olabileceğini söylemektedir. Modern Psikiyatr bilim adamlarının yaptıkları araştırmaların neticesini açıklarken; kadının duygusal yönünün erkekten daha fazla olduğunu çoğu zaman mantığıyla hareket edeceği yerde duygularıyla hareket ettiği ve bu yönde kararlar verdiğini bize göstermektedir. Yazar’ın Dünya tarihinin başlangıcından bu yana kadınların arasından önder şahsiyetler çıktığını örnekler vererek iddiasını ispatlamaya çalışmakta, lakin istisnaların kaideyi bozamayacağını belirterek modern psikiyatr biliminin kendisiyle aynı görüşü paylaşmadığını söylemek zorundayız. Sonuç olarak Mehmet Azimli kitabında siyer’e ait çoğu zaman ezber bozan alıntılarla ve yorumlarla okuduğumuz klasik siyerin aksine akıl muvazenesini kullanmış çoğu zaman isabet etmiş bazen de celiskiye düşmüştür . Genel itibariyle eserden epey yararlandığımı söylemem gerek. Bu alanda Okunması gereken kitaplardan biridir diye düşünüyorum
Siyeri Farklı Okumak
Siyeri Farklı OkumakMehmet Azimli · Ankara Okulu Yayınları · 2011210 okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.