Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

448 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Bir çocuğun gözünden kitabına ses veren yazar Craıg Sılvey ergenlik dönemindeki dört gencin sıradan hayatlarına dokunmasıyla sırlarla örülecek arkadaşlık bağlarının temelini atarak hikâyesini oluşturuyor. Bu hikâyede her çocuk masum fakat sadece biri bedelini ağır ödüyor, diğer üç çocuk ta bu sırrın gölgesinde kalarak ağır bir yükün altında hayatlarına her gün hem kendilerini hem de çevrelerini sorgulayarak  devam etmeye çalışıyorlar. Yazar değindiği her konuyu akışı bozmadan kitaba uyumlu şekilde bağlayınca kitap akıcılığına devam edebiliyor. Kısaca her çocuğun hayatına tek tek dokunarak toplumun bir nevi gerçeklerini anlatmış . Kitabın konusu aslında bir genç kızın hırpalanmış cesedinin bir ağaç altında asılı bulunmasıyla başlıyor.Bundan sonrası kitabın ilerleyen sayfalarında birbirini korumak için vermiş oldukları kararlardan sonra hayatlarının ve hayata bakışlarının değişmeye başlıyan iki çocuğun hikâyesi doğrutusunda ilerliyor. Cinayet gibi gözüken kızın hikâyesinin altından sorumsuz bir anne, kızını istismar eden bir baba ve tüm yaşananların dışında tutulan fakat olayların düğümü yine kendisinde çözülecek bir kız kardeş var. Cesedi bulan kasabanın ötelediği arkadaşının sırrına dahil olacak olan kitabı ondan dinlediğimiz karakterin hayatında hiç bir şey göründüğü gibi değil aslında. Birbirine bağlı mutlu bir aile ortamı gibi gözükse de sayfalar ilerledikçe babasını ve kendisini asla kabullenemeyen mutsuz bir anne karşımıza çıkıyor. Kitap ilerledikçe annenin eşi ve oğlu üzerindeki etkisi her ikisinde travmalar oluştursa da baba ve oğlu durumu bir şekilde kurtarıp hayatlarına kaldıkları yerden devam edebiliyorlar.Karekterin yaşayacağı ilk aşk cinayetin çözümünde kilit nokta gibi gözüküyor.Bu varsayımda  kitap ilerledikce güçleniyor. Birde yazarın hikâyesine renk kattığını düşündüğüm yüzümüzde tebessüm oluşturan espirili diyalogları ve bağlılıklarıyla kitaba dahil olan başka bir çocuk. Yazar oluşturduğu bu karekteriyle farklı bir konuya değinerek toplumsal mesajlar vermek istemiş.Şöyle ki; kasabaya yerleşen bu ailenin onları kabullenemeyen kişilerce ırkçı muameleye tabii tutuldukları bölümle kitaba başka bir bakış açısı katmış. Bu ailede ki baba ise pasif bir kişiliği temsil ettiği için her zaman her yerde kendini kanıtlamaya çalışan espirili çocuğun aslında içinde kopan fırtınaları o zaman anlıyoruz.Tüm bu yaşanan tatsız ve tasvip edilemeyecek ırkçı tutumlarda anne ve çocuğun tesellisi yine  çocuğun kendisi oluyor.Yazar bu karekter sayesinde toplumdan dışlanan insanların yaşamlarına birazda olsa dokunmuş diyorum. Cinayetle bağlantılı olduğu düşünülen  gençlerden sonuncunun hayatında ise tamamen dram saklı.Cesedi ilk bulan kişi olması dışında yine cesedin bulunduğu mekanın ona ait kimsenin bilmediği gizli bir yer olması üstelik kızın boynunda kullanılan ipinde kendisine ait olması paniklemesine yol açıyor ve cesetten kurtulmayı tek çare olarak görüyor. Kendisine yardım eden kitabın sesi çocuktan yardım isteyince işler iyice karışmaya başlıyor.Bu gencin hikâyesinin altından ise ilgisiz, kumarbaz ve sürekli ayyaş gezen bir baba çıkıyor.Maalesef anne daha o küçükken ölmüş.Kasabada dışlanması, önyargıyla yaklaşan ailelerin çocuklarını ondan uzak tutmak istemeleri akıllarda şu soruyu oluşturuyor.Eğer toplum içinde bir yer edinip, itibar görmek istiyorsanız arkanızda sadece bir ailenizin olması yeterliymiş gibi geliyor. Kapısı ve penceresi olması dışında içeride ne olup bittiğinin onlar için bir anlamı yokmuş gibi. Bu hep böyle değil midir zaten. Kimse kapalı kapılar ardında yaşananları bilemez sadece gözlemlerine dayanarak kafasında kurguladıklarıyla bir şeyler hayal eder.Kitap aslında bundan ibaret olgusu oluştu bende Kasabada itibar gören bir valinin aile içinde kızına uyguladığı istismarı kimsenin bilmemesi gibi.Ya da çok sevdiği eşini korkunç bir kazada kaybeden başarılı bir adamın boş vermişliğiyle içkiye teslim ettiği hayatının ellerinden kayıp gitmesiyle oluşan boşlukların bedelini kasabada herkesin olmasını istemediği bir çocuk olarak bedelini ödemek zorunda kalan bir  gencin taşıdığı ağır bir yük gibi. Yazar 'Tanrının Unutulan Çocukları' ismini verdiği kitabında mesajı gayet açık. Ben de yazara katılırken incelememi şöyle bitirmek istiyorum ; aslında Tanrı yarattıklarını unutmadı sadece yarattığı ebeveynler, kendilerine emanet edilen o çocukları unuttu....
Tanrı'nın Unutulan Çocukları
Tanrı'nın Unutulan Çocukları
Craig Silvey
Craig Silvey
Tanrı'nın Unutulan Çocukları
Tanrı'nın Unutulan ÇocuklarıCraig Silvey · Martı Kitabevi · 20216,2bin okunma
·
175 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.