Kan Damlası; Mehmet Rauf'un, Define kitabının devamı olan polisiye türünde yazdığı kitabıdır. Doktor Şakif Feyzi ile Suzan Hanım evleneli beş sene olmuştur. Artık kayınpederinin kardeşinden kurtulduklarını düşünüp, rahat ettikleri sırada; bahçe duvarlarının çıkılması imkansız şekilde yüksek, kapı kilitlerinin açılması veya kapının kırılmasının zor olduğu köşkte, Suzan Hanım'ın sütninesinin öldürülmesi üzerine korkulu günler tekrar gelmiştir. Üzerine kayınvalidesinin odasına girilmesi ve korkudan felç geçirmesi üzerine Doktor Şakir Feyzi karakola gider. Alanında uzman Hayret Bey olayı incelemek ve cinayeti çözmek için görevlendirilir. Sütnine nasıl öldürüldü? Bu kadar korunan köşke katil ya da katiller nasıl girebildi? Katil ya da katiller, öldükdüklerinin avuçlarına bıraktıkları notlarda neler yazıyordu? Hayret Bey olayı çözebilecek mi? Öldürülen kadının sağ eli göğsünde, avuçlar kapalı olarak duruyor, sol eli yanında uzanmış bulunuyordu. Hayret gerçi dün gece faka bastı. Fakat onun bastığı faklar herkesin aksine olarak ona zarar değil, hayat verir. Bu yenilgi onun için o kadar ağır ve yırtıcıydı ki ümitsizliğinden başını yumrukladığı, boğazını sıktığı oluyordu. İnsanlardan değil, duvarlardan, koltuklardan bile çekinmek gerekir. Malum ya atasözü, “ Duvarın kulağı var” der. Biz ise yalnız duvarda değil havada bile belki kulak vardır diye ihtiyatlı olmalıyız. Servetifünun romanının bir diğer önemli ismi olan Mehmet Rauf, 1875 yılında İstanbul´da doğar. Edebiyata ilgisi küçük yaşta başlayan sanatçı, 1896 yılından sonra Servetifünun Edebiyatına katılmış ve burada küçük hikayeler, mensur şiirler ve makaleler yazarak yazı hayatına başlamıştır.

Kan DamlasıMehmet Rauf · Dorlion Yayınevi · 20181,088 okunma

·

18 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Güler Düzgün