Gönderi
Drina Köprüsü ~ İvo Andriç
.
Satır Çizgileri;
.
Hayat anlaşılmaz bir mucizedir, boyuna harcanır, erir, buna rağmen yine dayanır, sürüp gider.
.
İnsan için ne yaşayabileceği ne de ölebileceği bir çağ gelince yakınma neye yarardı? Evet, ne yaşayabilir ne ölebilir, ancak toprağa çakılan bir direk gibi çürüyebilirdi.
.
Hiçbir şey gerçek olmadığı gibi, hiçbir şey de inanılmaz ve imkansız olamazdı.
.
Anarşist denen kimseler her zaman vardı. Dünyanın sonuna kadar da bulunacaklardı. Her dirhem iyiliğin yanında iki dirhem kötülük vardı. Nefret olmadan iyilik, kıskançlık olmadan büyüklük olmazdı. Nitekim yeryüzünde küçük de olsa, gölge vermeyen bir şey yoktu.
.
Dünyayı yürüten ve idare eden insanların istekleri değildir. İstekler, rüzgâra benzer… Tozları bir yandan alıp öbür yana götürür, bazen bütün ufku karartır. Ama sonunda sakinleşir, yatışır ve arkasından dünyayı yine o sonsuz biçimiyle bırakır… Yeryüzündeki sürekli eserler Allah’ın iradesiyle meydana gelir. İnsan, ona körü körüne boyun eğen bir aletten başka bir şey değildir. Arzudan, insanoğlunun isteğinden doğan bir eser, ya gerçekleşmez ya da sürekli olamaz.
.
Kitap Yorumu;
Merhaba;
Yazarı ilk kez okuyorum ve aslında okumam da ki sebep de bir arkadaşın kitabı hediye etmesi.
Kitap konu itibariyle en başından beri hep kanayan bir yara denebilir Bosna ve Sırpların arasında ki savaş ve zulmü gösteren bir belgesel gibi. Osmanlı’nın o bölgeler ele almasıyla birlikte köylerden erkek çocukları toplayıp İstanbul’a göndermesi ve yetiştirmesiyle tekrar o bölgelere atamalarıyla kendi insanlarına kendi insanlarından birilerini başa koymasıyla bilinen bir durum ve o dönemde de Sokullu Mehmet Paşayı köyünden alıp İstanbul’a gönderip tekrar bu bölgede bulunması sebebi ile bir köprü yaptırır ve bu köprünün zamana karşı insanlara karşı ve hayata karşı duruşu üzerinden bir hayatı anlatmaya çalışır o dönemden hemen hemen yakın zamana kadar diyelim tam öyle olmasa da. Bu köprünün yapımında çalışmalar çokça uzun sürer hayta yapılmasını istemeyen bir sürü insanda olur, bu insanları Galya’na getirmek isteyen her zaman biri çıkar. Ve bazı masallar ve bazı hikayeler anlatılarak bu durumu daha da pekiştirmek isterler köprüye dair de bir çok hikaye anlatılmış korkutmak ve ürkütmek adına. Durağan gibi ilerleyen bir kitap gibi gözükse de yazarın kalemi akıcı anlatımı güzel. Roman gibi bir karakterden değil de bir zaman diliminden diğer zaman dilimine giderken arada yaşananlar ve yaşayanlar üzerinden bir durum oluşmuş. Tavsiye edermişim kısmında şöyle kesinlikle okunmalı demem ama durağan sevenler ve merakı olanlar okuyabilir.
Kitapla kalın!
·
49 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.