Gönderi

124 syf.
·
Not rated
Edebiyatımızda uzun hikâyeciliğin önemli temsilcilerinden olan yazarımızın okuduğum ikinci eseriydi. İlkinde bıraktığı damak tadını artırarak tekrar aldığımı ifade etsem mübalağa etmiş sayılmam. Yazarımız toplumun kendi özünü kaybederek yenilenme çabası içerisinde debelenmesini gayet açık, akıcı sıkmayan bir tarzla ele almıştır. 1983 yılında "Türkiye Yazarlar Birliği Hikaye Kitabı Ödülüne" layık görülen bu eser kişinin nefsi ve islam davası ile imtihanını ele almaktadır. " Memlekette kendisine sahip çıkacak, bu çilekeş insanları tutup kaldıracak, şu çorak toprakları yeşertecek yeni nesillere ihtiyaç vardır." Bu nesiller islam davasını sırtlayabilecek, kor gibi yüreklere sahip, sorumluluk bilinci yerinde, nefsine değil sadece Allah'a kul olmuş bir bilinçle insan yetiştiren nesiller olmalıydı.Çünkü dava ancak böyle kor yürekli omuzlarda şahlanırdı. İçine benliğimizi kaybetme uğruna düştüğümüz yenilenme halinden de bizi ancak ve ancak onlar kurtarabilirdi. Eserde de ifade ettiği gibi " Zulmün, ümitsizliğin ve idealsizliğin kararttığı siyah zeminde Asım, şafağın ilk ışıklarını haber verir." Dünya imtihan yurduydu. "Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri!"( Bakara/155) Nefis hemen mükâfatını göreceği maddi olanın peşinden gitmeyi, sınırsız ahiret nimetine tercih ederdi. Fakat bilmeliydi ki "Şu dar-ı dünya, meydan-ı imtihanındır ve dar-ı hizmettir.(Lemalar/ Bediüzzaman Said Nursi) Bu hizmeti ise Rıza-i İlahiyi işin temeline koymuş kor yürekli nesiller yaparak davayı şahlandırıp yurdun içinde bulunduğu gaflet uykusundan uyandırabilirdi. Kişinin iç muhasebe yaparak bilinç uyanması yapılmasını isteyen bu eser hakkında o kadar ifade edilecek şey var ki; kelimelerin ve anlayışların kifayetsiz kaldığı... Benim çok severek okuduğum ve kesinlikle okunmasını tavsiye ettiğim bir eser oldu. Tercih edecek arkadaşlara şimdiden keyifli okumalar diyerek ufak ufak da olsa yazmaya çabaladığım incelememi bitiriyorum. Hoşça ve dostça kalın temennisiyle.. :) Not: Unutulmamalı ki her şeyin sonu: "Musalla taşı, yeşil örtü ve tabut. İnsan irkiliyor: Yürüyüp giderken bir duvara çarpıyor sanki."(s.108)
Ya Tahammül Ya Sefer
Ya Tahammül Ya SeferMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201313.1k okunma
·
1,306 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.