"Köle usûlü birçok işlere ve ekip halinde çalışılan her işe sirayet etmişti. Maden ocakları ve maden sanayii işleri, kadırgalarda kürekçilik, yol ve bina inşaatı, kölelerin yaptığı başlıca işler arasındaydı. Ev işlerinin de hemen hemen hepsi köleler tarafından görülürdü. Şehirler de ve köy yerlerinde kendi işleri için çalışan ve hattà para mukabilinde başkaları için çalışan hür adamlar veya azadedilmiş köleler de vardı. Bunlar, köle işçilerle rekabet halinde çalışan ve para ile iş gören yeni bir işçi sınıfına mensup ziraatçi, iş çavuşu v.s. gibi insanlardı; fakat bu sınıfın umumi nüfusun ne kadarını teşkil etmiş olduğunu bilmiyoruz. Her halde yerine ve devrine göre bu nispet çok değişik olmuş olsa gerektir. Sonra, kölelik sisteminde de değişiklikler oldu. Meselâ, geceleri zincire vurulan, çiftliğe veya taş ocağına kırbaçla sevkedilen köleler olduğu gibi, efendisine tatmin edici bir aidat ödemek şartiyle hür bir insan gibi kendi tarlasını işlemesine, sanatını icra etmesine veya evlenmesine müsaade olunan köleler de vardı. Silahlı köleler de vardı. Milâttan önceki 263 yılında Pünik Harpleri devrinin başlangıcında, Etrüsk'ler den kalma bir spor olan köle satın alıp başka kölelerle ölesiye dövüştürmek âdeti ihya edildi. Bu spor çabucak yayıldı ve çok geçmeden her zengin ve nüfuzlu Roma'lı gladiatörler beslemeye başladı; bunlar, bazan arenalarda dövüşmekle beraber, asıl vazifeleri efendilerine muhafızlık etmekti. Bundan başka, bilgili köleler de vardı. Cumhuriyetin sonraki devirlerinde, yüksek bir medeniyete sahip olan Yunan, Kuzey Afrika ve Anadolu siteleri fethedilmişti; buralardan bir çok bilgili köleler getirilmişti. İyi ailelere mensup Roma'lı gençlerin mürebbileri, umumiyetle kölelerden olurdu. Zengin Roma'lıların kütüphanecileri ve katipleri de kölelerden olurdu."
Varlık Yayınları - XXXV. Roma İmparatorluğunda Halkın Yaşayış Tarzı