#yaşa Yaşa kitabını okuyup,yorumlayan arkadaşlarımın abarttiğını düşünüyordum. Ta ki kitabı okuyana kadar. Aman Allah'ım o nasıl bir kurguydu öyle! Ben sanki bir kitap okumadım, aksiyonu hiç düşmeyen, merak seviyesini finale kadar devam ettiren, öfkeyi, üzüntüyü, çaresizliği iliklerinize kadar hissettiren müthiş bir film senaryosu okudum. Kesinlikle #yaşafilmolmalı Mert Ersoy, Afet ve acil durum kurtarma merkezinde Yüzbaşı olarak çalışıyordu. İki kızı ve eşiyle birlikte mücadele dolu yıllar geçirmişlerdi. Ama verdikleri mücadele Sena'yı hayatta tutmaya yetmemiş, onu hayatta tutacak kalp bulunamamıştı. Esma Sultan Yarığı da kardeşi Asya'ya şifa olmuş ama Sena'yı iyileştirememişti. Mert kızının vefatından sonra büyük bir boşluğun içinde kaybolmuş, çözümü de eşi Meryem ve diğer kızı Asya'dan bin km'lik uzaklıktaki bir bölgede işine devam etmekte bulmuştu. "Nasılsa Asya iyiydi, ona annesi de yeterdi." Ayrıca yakın dostu Ateş, ailesi ile yakından ilgileniyordu. Ama gerçek öyle değildi. Bir gün işyerine gelen Profesör sayesinde Asya'nın hastalığının nüksettiğini ve Asya'nın kalp nakline kadar yaşayabilmesi için tekrar Esma Sultan Yarığı'na girmesi gerektiğini öğrenir. Yerin binlerce km altında olan bu gizemli yarık, bulunduğu bölgede büyük bir yıkıma neden olacaktı. Ve bu yıkımın önüne geçebilmek için yarığın imha edilmesi gerekiyordu. 15 yıl önce tanıştığı Derviş Faysal, Esma Sultan Yarığı'na son bir gezi hazırlamış, geziye katılacaklar içinde Asya ve annesi içinde yer ayırtmıştı. Mert, bu geziye katılmak için hazırlanır ama hava şartları nedeniyle bulunduğu bölgeden ayrılamaz. Büyük gün geldiğinde Meryem ve Asya'ya Ateş eşlik eder. Platformda Asya'nın merakını gidermek için YAŞA 400 cihazı bileğine takılır ve bileğinde unutulur... Asansör sistemi ile bir kafesin içinde yerin binlerce metre aşağısına yolculuklar başlar. Başlarda her şey sorunsuzdur ama bir süre sonra büyük bir felaket yaşanır... Bu felakette birçok kişi hayatını kaybeder. Ateş ve Meryem ağır yaralı olarak kastaneye kaldırılır. Asya'dan ise haber yoktur. Yarık Asya'yı yutmuştur.... Esma Sultan Yarığı'ndaki imha programını yöneten Hilal, kayıp olan YAŞA 400 cihazından sinyal geldiği haberini alır. Bu sinyal Asya'nın bileğindeki cihazdan geliyordur... İşte bu noktadan sonra birçok kişiyi kurtaran Mert'in büyük ve zorlu görevi başlar. Kızını kurtarmak için kapsamlı bir plan yapılır ve tüm mali desteği Derviş Faysal sağlar. Fakat Mert zamanla yarışmak zorundadır. Yarığın imha prosedürü başlamıştır. Tüm dünya nefesini tutmuş, ekranlardaki kalp atışını takip edip, Asya'nın kurtulması için dua ederken, kendi çıkarları için kurtarma operasyonunu sabote eden Devlet yetkililerinin tek bir amacı vardır. Sultan Esma Yarığı'nı imha etmek, minik kalbin atışını durdurmak... Sonrası mı? Sonrası tam bir kaos... Özellikle kitabın sonlarına doğru yerimde duramadım. Tam her şey yoluna girecek derken o karakterin gidişatı değiştirmesi ve buna sonuna kadar devam etmesi beni çok ama çok öfkelendirdi. O bölümlerde kitabı bırakıp, balkona hava almak için çıktım. Yetmedi kendime sert bir kahve hazırladım. Gerçekten o karakter yanımda olsaydı onu bir kaşık suda boğardım. Diğer taraftan Ateşin dostluğu, Derviş Faysal'ın maddi, manevi desteği ve çabaları taktire şayandı. Amaaa Profesörün kalbimde yeri bambaşka oldu. Babacan tavırları, sakinliği, yerinde müdahaleleri ile hayranlığımı kazandı. Ayrıca betimlemeler kusursuzdu. Okurken mekanlar gözünüzde canlanıyor. Hani varolan bir yer betimlenir ama hayali bir yeri betimlemek zordur. İnanın daha söylemek istediğim çok şey var ama biliyorum ki ben ne anlatırsam anlatayım hep bir şeyler eksik kalacak. O yüzden sizlere bu harika kitabı canıgönülden hatta şiddetle tavsiye ediyorum. Okuyun, okutun. Canım @bibliyofilokurr bu kitabı okumama vesile oldugun için sana çok ama çok teşekkür ediyorum.

YaşaSinan Aslan · Doğan Solibri · 2021195 okunma

·

33 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Serpil Saykı