Gönderi

512 syf.
4/10 puan verdi
Divane, Aşiyan serisinin ikinci kitabı. Kitabın bir kısmını eğlenerek, bir kısmını umarım kitabı bitirebilirim diye söylenerek, diğer bir kısmını ise soluksuz şekilde okudum. Bir önceki kitap,
Aşiyan - Virane
Aşiyan - Virane
’da Levent belki de en sevdiğim karakterken bu kitapta zoraki okudum. Gülfem ve Savaş’ı onaylamıyor olabilir, -ki kitabın en başında ilişkilerini neden onaylamadığını anlattığı kısımda çok hak verdim Levent’e. Fakat artık bir sure sonra suyu çıktı. Her cümlesinde bir ima olması, kaldı ki Efsun’la da arasının kötü olması, düşüncesiz tavırları beni çok sinirlendirdi. Kitapta beni Levent’ten daha da çok sinirlendiren, hatta sinirden deliye döndüğüm karakter, Savaş. Savaş Cebeci. Kendisi bir yüzbaşı. Bu cümlelerimden sonrası spoiler! Eğer seriyi okumayı düşünüyorsanız lütfen incelemeninin geri kalanını okumayın. Gülfem’in okulunda bir patlama oluyor ve Savaş haliyle deliye dönüyor. Acaba Gülfem yaralı mı, öldü mü diye düşünürken öğreniyoruz ki Gülfem okulda değil. Ardından Savaş, Gülfem’in telefon sinyalinde gösterdiği yere gittikten sonra da olaylar oluyor ve Gülfem’in telefonuna gelen, isimsiz mesajları öğreniyor. Açıkçası bu konuda (mesajları Savaş’a söylememesi) Gülfem’i haksız buluyorum. Savaş’ın işi öyle alelade, sıradan bir iş değil. Mesajların Gülfem’e yazılmasının Savaş’la bir ilgisi olduğunu düşünebilecek zekaya sahip olduğunu okuduk zaten seri boyunca. Keşke Savaş’a anlatsaydı, böylece okulda da patlama olmazdı. Ama yine de bir sivil suçlanmaz, Savaş’ın dediği gibi. Ardından Savaş Gülfem’i terk ediyor. Çok ağır sözler söyleyerek. Aradan altı ay geçiyor ve Savaş mahalleye geri dönüyor. Döndükten sonra Gülfem’in Savaş’tan aldığı intikam çiftimizin kavuşmasını daha da imkansız yaparken kısa süre sonra bir hastane odasında tüm gerçekleri öğreniyoruz. Gerçekleri öğrendikten sonra Savaş’a kızamadım açık olmak gerekirse. Karakterimize gelecek olursak, Savaş gerçek hayatta asla ve asla birlikte olmak isteyeceğim biri değil. Kıskançlığı, çok fazla ve çok gereksiz kıskançlığını okurken inanın ki delirdim. Evet, sevdiğin kadını koru. Tamam. Ama korumak böyle olmamalı. Bu korumak değil. Bu kıskançlık boyutu hiç ama hiç normal değil. Gülfem hakkında ne demem gerektiğini çok fazla bilmiyorum, nötr olduğum bir karakter. Ne seviyorum, ne de sevmiyorum. Kaan ve Müge… Şüphesiz en çok sevdiğim karakterler. Kaan’ın kendini affettirmek için kendini yakması, affetsin diye onlarca hesap açıp vazgeçmemesi.. Çok eğlendim bu ikiliyi okurken.. Tarık gibi Efsun’un da arkadaşı Gülfem’in koşulsuzca yanında olması paha biçilemez bir şey.. Tarık’ı da Efsun’u da sevdim. Serinin mahalle konulu olması, o aile sıcaklığını hissedebiliyor, Müge ve Kaan sahnelerinde böylesine eğlenebiliyor olmamız iyi olarak adlandırabileceğim özellikleri fakat Savaş’ın “korumak” adı altında Gülfem’de kurduğu hakimiyeti okumak inanın ki çekilebilir gibi değildi. Söylemiştim, yine söylüyorum. Bu, normal değil. Kimse size bunu yapmamalı. Kimsenin böyle bir şeye hakkı yok. Aslında Savaş’ın mesleğinden yola çıkılarak, ve tekrardan altını çize çize söylüyorum: Savaş’ın kıskançlıktan da öte olan bu tavırları yerine kibar, anlayışlı bir erkeğimiz olsaydı; her bölümün sonu yatakta bitmeseydi belki de size ısrarla önerebileceğim bir seri olurdu. Zamanınızı ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. - “Oturup konuşsaydık geçerdi belki her şey, başını alıp gitmek sevdaya dahil değil.”
Aşiyan 2 - Divane
Aşiyan 2 - DivaneHümeyra · Dokuz Yayınları · 2021749 okunma
··
592 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
tuğba okurunun profil resmi
ellerine sağlık, güzelim 💖
ömür okurunun profil resmi
💟💒🤱🏻👩‍❤️‍💋‍👩🫂
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.