Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

111 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Farkedilmeyeni farketme yazarın kaleminden okura büyük bir titizlikle sunuluyor. Çok iyi bir gözlem yetisine sahip yazar bunu öykülerinde nakış gibi işlemiş. Bir öyküyü okuduktan sonra üzerine konuşulacak derin konulara kapı açan Selman Nuriler edebiyata yeni soluk getiren genç yeteneklerden biri olduğunu  fazlasıyla bunu ilk kitabında kanıtlamış . Bir öykü asla başladığınız gibi sonlanmıyor, aniden yön değiştirip  duvara tosluyor sonra da bu duvar hep buradamıydı acaba diyerek kendinizi sorguluyorsunuz. Kitap yirmi öyküden oluşuyor. Yazarın öykülerini oluşturan  kurgular yüksek gerilim içeriyor.Hatta bir kaçında hani ürperince hep kullandığımız bir deyim vardır ya onu iliklerime kadar hissedip tüylerim diken diken oldu diyebilirim. Bazen bir öykü başladığı kahramanla bitmeyebiliyor bir kafede çay istediğiniz garson olarak kendinizi kafeden çıkarken görebiliyorsunuz. Çoğu zaman aldığınız ikinci el bir eşyanın taşıdığı yaşanmışlık sizi esir alıp huzursuz ederken kötü anılar size aktarabiliyor gibi gelmiştir. Belki de o eşyanın ilk sahibi olduğunuz gerçeğiyle de  yüzleşme ihtimaliniz olabilir.  Bir şeyleri kurtarma adına feda ettikleriniz bir gün dönüp baktığınızda yerinde olamayabiliyor. Dünyada biz ve bizim gibi yaşayan canlıları içinde barındıran bir vücut gibi. İçinden yaşayanları çekip alırsak geriye sadece kemikler kalmaz mı? Yazarında kitaba ismini verdiği 'Dünyanın Kemikleri' ile okura aslında bu mesajı veriyor. İnsanın karanlık tarafını ele aldığı öykülerde yazar ete kemiğe bürünen her insanın içinde hortlamaya hazır bir canavar misali değişimi ele almış. Daha çok ağırlık verdiği konular içinde asker ve savaş  konuları daha fazla göze çarpıyor. Bir öyküde alelade kullandığımız bir sözün yarattığı travmayı okuyunca dedim ki bazen sözün ağızdan çıktıktan sonra artık bir daha aynı kalmayacacığını sorguladım. Şimdilerde olmasa da eskiden eti senin kemiği  benim sözü birine emanet edilen çocuklar için daha çok kullanırdı. Kim bilir bugüne kadar bu sözün altında ezilen kaç çocuk büyüdüde kendi canından olanı birisine emanet ederken etini de kemiğini de sıkıca bağlayıp garanti altına aldıktan sonra vermiştir diye düşünmeden edemedim. İşte bu konuyu irdeleyen yazar baskın karekterde ki bir babayı ele almış. Bazan gözümüzün önünde duran bir nesneyi her gün görmekten artık o nesnenin bizim için  görünmez  olduğunu bile farkına varamazken yazarın o nesneyle bütünleştiği öykü sizi içine çekecek. Kısaca ben yazarın karanlık tarafı tercih ettiği öykülerde tanıdık gelen hissi sevdim, bana hitap eden güzel bir yolculuktu kim bilir belki de içinde benden bir parça barındıran kemiklerin tanıdık hissinden olsa gerek. Bence hemen okuyun bazı kitaplar beklemeyi ve bekletmeyi sevmez.
Dünyanın Kemikleri
Dünyanın Kemikleri
Selman Nuriler
Selman Nuriler
Dünyanın Kemikleri
Dünyanın KemikleriSelman Nuriler · Şule Yayınları · 202045 okunma
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.