Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

296 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Önclekle şunu söylemeliyim ki muhtemelen şu ana kadar okuduğum en iyi genç yetişkin serisi. Denizleri ve gemicilik hikayelerini çok severim o yüzden kitap serisi benim için artı ile başlamıştı. Üslubu bir genç yetişkin serisinde gördüğüm en iyisi. Fable de bir genç yetişkin serisinden beklenmeyecek derinlikte bir karakter. Pek çok genç yetişkin serisinde olan güçlü kadın yaratmak için sığlaştırılan karakterlerden değil. Duygularını ifade edince, duygusallık gösterince sanki bu bir zaafmış gibi gösterilen diğer genç yetişkin serilerinde olan güçlü kadın yaratmak için sığlaştırılan karakterlerden değil. Her motivasyonunu ve davranışı gerçekten çok iyi yansıtılmıştı. En çok hoşuma giden şey ise göz yaşlarından, sarılmak gibi sevgi ifadelerinden utanmadan bunları bir zaaf olarak görmeden karşısındakine gösterebilmesi. Amaaaaa bu kitap benim için ilk kitabın altında kaldı. İlk olarak bu kitapta ki karakterlerin arasındaki romantizm çok yersiz hissettiriyordu. İlk kitapta Fable ve West'in ask hikayesini sevmiştim, en azından yersiz hissettirmiyordu. Her ne kadar Fable'nin ona biraz iyi davranan bir adama karşı yelkenleri hemen suya indirmesi biraz hızlı olsada cok da kötü bir dinamik yoktu aralarında ama bu kitapta gerçekten nefret ettim. Zaten bir genç yetişkin serisinde gördüğüm en iyi karakter ilişkileri dinamiğine sahipken, Saint gibi Clove gibi karakterler varken bu kitapta West ve onun duyguları çok anlamsızdı ve gözüme battı. Kitapta çokta yenilikçi olmamasına rağmen oldukça iyi islenmiş bir konu ve dünya varken yazarın genç yetişkin kitataplarının olmazsa olmazı olarak düşünülen bir aşk hikayesine ihtiyacı yoktu bence. İkinci olarak ilişkinin yersizliğine bağlı olarak bu kitapta West'ten nefret ettim. Onun olduğu bölümlerde saçımı başımı yolacaktım. West bu kitapta nerdeyse bir iki yer hariç hiç bir işe yaramadı. Varlığı hiç bir amaca hizmet etmedi. Var olmasının tek sebebi sadece ilk kitapta da var olmasıydı sanki. Ve hareketleri ve davranışları beni çok irite etti. Eğer West ve Fable'nin ilişkisi ikinci kitabın sonunda şekil alsaydı hiç değilse romantik ilgisi olan bir karakter olarak varlığı biraz anlam kazanırdı. Ayrıca kitap boyunca varlığı sorundan başka bir şeye yaramadı. ------ buradan itibaren biraz spoiler olabilir------ Açıkçası West'in Fable'yi bulmak için yaptığı bu gemi yakma olayı çok saçmaydı. Kızın kendi isteği ile gitmiş olabileceği ihtimali hiç mi aklına gelmedi? Veya ondan önce kıza ayrılmış odaya ondan önce dalması çok rahatsız ediciydi! Hadi izin almadın ama bari kızın odasına ondan önce girmeseydin! Bir de Saint ne olursa olsun Fable'nin babası, West ne hakla Fable'ye Saint'in artık onların problemi olmadığını söyler anlamıyorum. Birde Saint'e ruhunu sattıysa bunu gayet de kendi iradesi ile yaptı. Bunu bütün kitap boyunca West kendi iradesi dışında Saint'in boyundurluğu altındaymış gibi anlatıp durdular. Özellikle Fable'nin Saint'i kurtarmak istemesini bir tercih meselesine çevirmesi çok can sıkıcıydı. Bahsettiği kişi kızın babası! En katlanamadığım erkek karakterler böylesine böylesine saçma sapan bir biçimde sahiplenici erkekler; insanlar seni asla bırakmam tarzında erkekleri romantik buluyor olabilir ama kurgu bile olsa çok itici ve sağlıksız bir düşünce tarzı. West kitap boyunca hem Fable'yi yanlız bırakmak istemiyor hem de kendi yaptıkları için kıza soğuk davranıp trip atıyor. Fable'yi belki de yapmak istemeyeceği şeyler için söz verdiriyor. Bir kişi için çoğunluğun isteğini hiçe sayıyor. Zaten kitabın sonunda günü yine Saint kurtardı. Bu arada kitabın sonunda Saint ve Fable'nin bölümü çok duygusaldı. Bütün seri sanki bu an için yazılmış gibiydi. Özetle yine de oldukça iyi yazılmış bir kitaptı ve duygular yine iyi ifade edilmişti. Saint ile Fable'nin baba kız anları çok güzeldi. Ama West ve onun saçma sapan halleri Fable'nin adına kararları, sevgi adı altında kızın iradesini bazı yerlerde yok sayması ve mürettebatın kalanının bu kitapta gerçekten çok az yer alması eksiydi. Gerçi kitap ince olunca çok fazla yer verilememişte olabilir ama Zola bile 122 sayfa görünmüşken -ki ne yalan söyleyeyim ben Zola'yı zeki sanmıştım böyle bir tuzağa çok kolay düştü, ölüm sahnesi çok aceleye gelmiş gibiydi. Sanki yazar bir an önce aradan çıkarmak istemiş gibiydi karakteri- diğerlerinin bu kadar az yer alması olmamıştı.
Efsane
EfsaneAdrienne Young · Yabancı Yayınları · 2022420 okunma
·
232 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.