KIRK KERE SÖYLEDİM | ZİYA SELÇUK Şimdiye kadar çocuk gelişimi ve eğitimi ile ilgili okuduğum kitaplardan çok farklıydı. Çünkü okurken sadece bir misyonla okumanıza izin vermiyor; bazen kendi çocukluğunuzda yaşadıklarınızı bazen de öğretmen olarak çocuklarla yaşadığınız anlarla yüzleştiriyor. Çocuk yetiştiren ebeveynlere, eğitimcilere kısaca çocukla temas halinde herkese seslenen bir kitap. Başlıklar zaman zaman hayretler içerisinde bıraktı beni. Ne kadar da iyi niyetle kurulan cümlelerdi hâlbuki. Çocuktaki karşılığının öyle olabileceği hiç aklıma gelmemişti. Çocuk olarak okuduğum yerlerde yaralarımı sardım, sırtımı sıvazladım “geçti” dedim. Öğretmen olarak okuduğum sayfalarda “Kendine gel, sakın bu hataları yapma.” dedim. Her öğretmene kırk kere oku denecek bir kitap, velhasıl okuyalım, okutalım arkadaşlar. Kitaptan Alıntılar: • Yetişkin konuşmaları cevabı önceden hazır dialoglarla dolu. Yanıtlar o andaki duygulardan, anlık üretilen düşüncelerden ziyade bellekten çağrılmış hazır kelime veya cümlelerden ibaret. • Bana göre birkaç iyi sorusu olan çocuk, binlerce soruya cevabı olan çocuktan evladır. • Çocukları, doğal merakı tatmin edecek sorular sormaya cesaretlendirmek her yaşta çok önemli. • Çocuklarımızın fiziksel gelişimi için sarf ettiğimiz çabanın, harcadığımız enerjinin çok az bir kısmını çocuklarımızın sosyal duygusal gelişimi için harcıyoruz. • Masal; bir çocuğun, bir insanın neler yapabileceğini her cümlesinde fısıldayan müjdeli bir metin gibidir. • Çocuklar “bana masal anlat!” diye yetişkinlerin peşinden koşuyor, yetişkinler “bana masal anlatma!” diyerek birbirini kovalıyor. Biz orta yolu nasıl bulacağız, çocuklarla nerede buluşacağız. • Büyürken çocukluğumuzu, oyunlarımızı ve neşemizi yanımıza almayı başarabildiğimiz anda bu sorunların hepsini çözeceğiz. • Değerli olan çocukları geleceğe hazırlamak değil, şimdiye uyandırmak. • Unutmayın, insana can gözüyle baktığınızda altından çocuk çıkar; çocuğu kaldırıp baktığınızda da altında oyunu bulursunuz. • Yoldaşı çocuk olanın gideceği yerden hiç şüphe duyulur mu? • Zarar verme endişesi ile çocuğun tümüyle steril bir fanusa sokulması onun olay ve olguları mukayese edilmemesine, hayattan koparılmasına neden olabiliyor.

Kırk Kere SöyledimZiya Selçuk · Kronik Kitap · 20221,220 okunma

··

578 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rü