Gönderi

68 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Tutkular mı daha derin yoksa deniz mi?
Uzun betimlemeleri olan, insanın içine tatlı bir sıcaklıkla dolduran duyulara yer açan , imkansızlığın veya zorluğun insanın direncini kırmayarak , duygularını yatıştırmak yerine alevlendiren ve farkettirmeden oluşan bir duygu seline dalıyoruz. Yazarımızın bir çok ünlü düşünür ve yazarı etkilediğini düşünerek ve Nietzsche’yi geri çevirişini duyduğum an ilgimi çekmesiyle başladığım kısa bir öyküsü oldu. İnsan hayatını bir kaç gününe sığdırdığı duygu patlamalarını sakin ve huzurlu bir yolculukla başlayıp , o duyguları ilk kez hissettiren genç kızımızın renkli dünyasına ve saflığına hayran olan dokturumuzun hislerini okuyoruz. İlk başta dostluk gibi gelsede dokturun bakışlarındaki derinlik ve sözlerindeki tecrübelik beni etkiledi. Kızın son anda herşey elinden kayınca açığa çıkardığı hislerinin farkına vardı. Bence gayet akıcı , güzel ve uzun betimlemelerle dolu hayat ve aşk konusunda tecrübeli ve tecrübesiz iki karakterin paylaşan bir deniz yolculuğundaki serüveni okuyoruz . Yazarımızın kadınların karşısında belirecek erkekleri onları tutsak ederek adeta canavarca oluşu ve kadınların aşk girdabına girdiği an dipsiz bir kuyuda kendini bulacağı konusunda olan anlatımı açıkcası o döneme göre etkileyici bir düşünce tarzında kaleme aldığına inanıyorum . Ne yazık ki bazen bazı insanlar sizi bir dipsiz kuyuya atıp orada tutsak edebilir. Bu metaforu mutsuz ve kadın hakimiyetinin ağırlığının az olduğu bir metaforla bağdaştırdığına inanıyorum. Okumanızı önerdiğim kısa ve tatlı bir hikaye.
Volga
VolgaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,685 okunma
·
152 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.