Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Çöl ve Tohum: Arapların Kaderi
Çöl ve Tohum: Arapların Kaderi           ༄ ༄ ༄ Toplumun istekleri ve beklentilerine karşı uyum ve çatışma her bireyin hayatının bazı dönemlerinde yaşanmıştır. İrade ve istekler bireyi yönlendiren güçlü hislerdir. Bu hisler hayat istikametinde kendi değerlerimizi çizerler. Şahsımıza ve topluma karşı uyum ve çatışma haline götüren bu hisler; kişilik oluştururken birer hayat kimliğini kazandırır. Bazı insanların kişilikleri ve hayat kimlikleri enerjilerin kaynakları ve yoğunluklarını nereden almışlar, nasıl kazanmışlar? Onları şekillendiren enerji kaynakları herkesle ortak olan ile sadece kendilerinde olan noktalar nelerdir? Erciyes Üniversitesi Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak başlayan Taha Niyazi Karaca; Büyük Oyun, Türk-İngiliz İlişkileri ve Mehmet Akif Paşa’nın Anıları ve bazı kitapları yanında “Sınırları Çizen Kadın: İngiliz Casus Gertrude Bell” kitaplarını yazmıştır. İki devletin sahada üstünlük mücadelesi, masada diplomatik mücadelesiyle devam eder. Böylece iki devlet arası ilişkilerde çağın şartları ve bakış açısıyla şekillenir. 19. yüzyıla geldiğimizde Batılı devletlerin Doğulu devler üzerine kurmuş olduğu üstünlüklerden bir tanesi de ‘sınırları çıkarına göre değiştirme politikası’ olmuştur. Bu politika çerçevesinde ‘ajanlık ofisleri’ aktif çalışmalar yürütmüştür. Bunun bir örneği de 19. yüzyılda İngiltere ile Osmanlı üzerinde olup Arap Coğrafyasını değiştirmek olmuştur. Bu yönüyle İngiliz kadın seyyah ve casus Gertrude Lowthian Margaret Bell(1868-1926); Arap coğrafyasına gönül bağlamış, yorulmadan en uç bölgelere giderek “Çöl Kraliçesi” namını kazanmış birdir. Gertrude Bell; fars şiirini keşfederek müslüman kültürüyle tanışıklığı başlayarak, diğer müslüman coğrafyasına yoğun ilgi göstererek halkın yaşayışıyla bir bütün olmuş ve arkeolojik çalışmalarından diplomatik görevlere girerek ajanlık vasfını elde etmeyi başarmıştır. 1889’da 21 yaşındayken Gertrude Bell, ilk kez İstanbul’u ziyaret ederken; 1892’de bir yıllığına İran'a gitti. Babasıyla Cezayir’e, İtalya’ya ve Berlin’i gezerken; 1898’de Brezilya, Amerika, Japonya ve Fransa gezileri yaptı ama gönlü hep İran’daydı ve Farsçayı öğrenmeye çalışıyordu. Gertrude Bell, iki kez dünya turu gezisi yaptıktan sonra; 1899’da Kudüs ziyaretinden sonra Araplara ilgi duymaya başladı ve Ortadoğu coğrafyasını keşfetmeye karar verdi. Arkeolojik çalışmalarda bulunarak Arap coğrafyasını gezerek Arap kültürüne ve sosyal yapılarını özel bir ilgi duydu. Bu durum yılların birikimiyle Avrupalı bir kadının Arapları iyi tanımasına ve onlara adapte olmasına zemin hazırladı. On sekiz yıllık Arap coğrafyasında gezgin ve kaşif olan Gertrude Bell; Araplarla yakın ilişki kurarken İngiliz Ortadoğu yönetimi içinde raporlar hazırlıyordu. İngilizlerin Ortadoğu yönetimi ve politikasının günümüze kadar gelen temelini döşeyen İngiliz diplomatlardan biride Gertrude Bell oldu. Gertrude Bell, 1911’de 43 yaşında iken Karkamış’ta ilk kez Thomas Edward Lawrence ile tanıştı. Gertrude Bell, I. Dünya Savaşı öncesinde “İngiliz Gizli Servisi” elamanı değilken “Arap Büro”su kurulması ve I. Dünya Savaşı başlamasıyla önemli bir üyesi olacaktır. İleriki zamanlarda Thomas Edward Lawrence’nin de akıl hocalığı yapacaktır. I. Dünya Savaşı başlamaya yakın Gertrude Bell, kısa süreliğine İngiltere’ye gidip Arap ülkelerine geri döndü. I. Dünya Savaşı başlamasıyla Arapları savaş esnası ve sonrasında kurulacak yeni bir dönemin temellerini İngiliz çıkarlarına uygun oluşmasını sağlamak için “Arap Bürosu” kurulup çalışmalarına başlamıştı. Buxton, Arthur, Garland, Goldie, Guillaume, Jacob, Joyce, Lawrence, Lloyd, Parker, Storrs, Wilson gibi Arap Bürosunun önemli isimleri yanında Gertrude Bell ise Suriye, Irak, İran ve Hicaz bölgelerini iyi tanıması ve uzmanlığı sebebiyle görevlendirmede bulunmuştu. I. Dünya Savaşı boyunca Arap kabileleri arasındaki ilişkileri, ittifakları ve İngiliz Hükümetine sadakatleri ve görev işleyişini tüm bu gizli bilgilerin toplanma ve rapor edilmesi “Arap Bulletin” adıyla İngiliz Hükümetine gönderiliyordu. Bu sayede görev ve amaçlar belirlenip Arap Coğrafyasındaki savaşın gidişatı yönetilebiliyordu. Hayatı çöllerde geçen ve onca yıllık tecrübeyle Gertrude Bell; Arap Büro ve İngiliz ordusunda aktif görevle katılan tek kadın olmuştu. Arap çöllerin derinliklerine gidilmeyen yerlere giden ve kabilelerle dostluk kuran Gertrude Bell; verdiği bilgilerle diplomatların ve askerlerin referans kaynağı olmuştu. Tüm bunların yanında Gertrude Bell, gönlünde sevdiği İngiliz asker Doughty-Wylie ile mektuplaşmayı sürdürüyor bu durum sevdiği adamı Çanakkale Savaşı’nda kaybedince sona erecekti. I. Dünya Savaşı gidişatı İngiliz Hükümetinin istediği şekilde olmasıyla Gertrude Bell’in Arapların yeni düzende ihtimal devletlerin ve liderleri belirleme çabaları artmıştı. İbn Suud, Muhammara Şeyhi, Kuveyt Şeyhi ile tanışan Gertrude Bell; Dünya savaşı sonrasında kurulacak yeni düzenin aktörleri tanıma imkanını elde etmişti. Bölgede İngiliz ve Fransız ortak politikalarıyla alındığı kararlar Sykes – Picot Antlaşması imzalanması yanında Lloyd George başkanlığında Arthur Balfour’un girişimleriyle Filistin’de Yahudi Devleti kurma girişimi olan “Balfour Deklarasyonu” gelişmeleri bu coğrafyaların kaderleri Paris Barış Konferansında görüşülecekti. Tüm bu süreç içinde Gertrude Bell, aktif görevde iken bilgi ve tecrübeleriyle gelişmeleri yönlendirme ve etkileme çabasında olacaktı. Böylece “Sınırları Çizen Kadın” vasfına sahip olacaktı. Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal, babası adına bulunduğu Paris Barış Konferansında ki görüşmelerde İngilizlerin çıkarlarına ters düşen “Arap Krallığı” kurulmasını inatla istiyordu. Buna karşılık Orta Doğu coğrafyasını ve halklarını gerçek anlamda iyi tanıyan Gertrude Bell, siyasetçileri bilgilendirmek göreviyle Paris Barış Konferansına çağrıldı. Burada Faysal’la tanıştı ve yakınlarıyla hasret giderme imkanına da kavuştu. Tarihe “Kırk Haramiler” olarak geçen Churchill önderliğinde 1921 Kahire Konferansı toplandı. Nakib Abdurrahman el-Geylani, Seyyid Talib, Muhammara Şeyhi, İbn Suud, Aga Han ve Sultan II. Abdülhamid’in oğlu Mehmed Burhaneddin arasında olumlu olumsuz yönleri değerlendirilerek Irak kralın kim olacağı tartışıldı. Tüm bu kral adayları uygun görülmeyerek Irak’ın kralı Faysal olarak, seçtiler. Bu tarihten itibaren Irak sınırları içerisinde Faysal Krallığı kurulmuş, Gertrude Bell tüm bu olayları organize eden ve raporlar tutmak için bir süreliğine Faysal’ın yanında bulunacaktı. Böylece “Irak’ın Taçsız Kraliçesi” olarak Faysal’ın hükümet kurması ve ülkeyi yönetmesinde yardımcı oluyordu. Kabına sığmayan, enerjik, sürekli hareket halinde olan ve insanlarla çok kolay diyalog kurabilen Gertrude Bell; 1925’e kadar kaldığı Bağdat’ta önceden tanışmış olduğu Kinahan Cornwallis ile yakınlaşma fırsatı bulmuştu. Böylece Gertrude Bell’in hayatına ikinci bir erkek girmişti. Ancak Gertrude Bell, Cornwallis’e duyduğu aşk evliliğe dönüşmedi. Cornwallis, 1937 yılında başka bir kadınla evlenecekti. Gertrude Bell, İngiltere ziyaretinde babasının ekonomik sıkıntılarını öğrenerek Irak’a döndüğü gibi kardeşi Hugo'nun ölüm haberiyle akciğer hastalığı iyice arttı ve 1926’da hem fizikken hem de ruhen çökmüştü. 11 Temmuz 1926 tarihinde Gertrude Bell, bir avuç uyku ilacı alarak intihar etti. İngiltere’nin Ortadoğu politikasında saha faaliyetlerinde bir ömür veren İngiliz kadın seyyah, arkeolog, casus Gertrude Lowthian Margaret Bell; Arapların kaderini değiştiren McMahon mektupları, Sykes – Picot anlaşması ve Balfour Beyannamesi yapı taşlarının birkaç aktörlerinden biriydi. Ortadoğu gezileri ve yaşantısı boyunca ailesi ve sevdiklerinden uzakta kalan Gertrude Bel; günlük ve mektuplar yazarak gözlemledikleri karşısın da hislerini yazıya dönüştürmüştür. Bu kaynakları referans alarak Taha Niyazi Karaca; “Sınırları Çizen Kadın: İngiliz Casus Gertrude Bell” kitabını hazırlayarak nitelikli bir kaynak ortaya çıkartmıştır. Kitabın Künyesi: Taha Niyazi Karaca, Sınırları Çizen Kadın – İngiliz Casus Gertrude Bell, Kronik Yayınları, Gizli Teşkilat Serisi – 2, 3. Baskı Ekim 2019, 432 sayfa. Yunus Özdemir
Sınırları Çizen Kadın
Sınırları Çizen KadınTaha Niyazi Karaca · Kronik Kitap · 2018186 okunma
·
396 görüntüleme
Rabia okurunun profil resmi
Elinize sağlık gerçekten çok güzel bir inceleme olmuş zevkle okudum. Çöl Kraliçesi'ni okumayı düşünüyordum ama bu kitabı duymamıştım. Listeye ekleyeyim bu kitabı da diğeri ile beraber okurum inşallah.
Bu yorum görüntülenemiyor
Seda Nur okurunun profil resmi
Elinize emeğinize sağlık ☘️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.