Gönderi

416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Romain Gary’nin bu etkileyici otobiyografik eseri görünüşte, savaşa sürüklenen Avrupa’nın ortasında yaşayan bir anne ile oğlu arasındaki tılsımlı ilişkiyi anlatıyor. Ancak arka planda sevgiye, inanca, savaşa, mücadeleye, hayata, dayanışmaya dair derin, çarpıcı sorgulamalara sürüklüyor okuyucusunu. 1914’te Litvanya’da doğan, çocukluk yıllarını Polonya’ya geçiren Roman Kacew, ilk kez 14 yaşında gittiği ve 2. Dünya Savaşı’nda bayrağı altında savaştığı Fransa’ya yerleştiğinde adını Romain Gary olarak değiştirmiş. Fransa’yı vatanı belleyen ve hem Romain Gary, hem de Emile Ajar takma adları ile yazdığı eserleri ile 2 kez Goncourt Ödülü’nü kazanan başarılı yazar bu eserinde otobiyografik öyküsüne yer veriyor. Duygusal ve etkileyici bir dille bizi çocukluk ve gençlik yıllarına götürüyor Romain Gary. Rus kökenli güzel bir kadın olan tiyatrocu annesi, 1800lerin sonunun o şanssız jenerasyonuna ait. Ülkesindeki karışıklıklar onu Polonya’ya sürüklerken hayallerine ulaşmasını da engellemiş. Geç denecek bir yaşında (30larının ortasında) bir evlat sahibi olmuş, ancak -birkaç istisnai durum dışında- baba hiç bir zaman ortalarda olmamış. Tek başına çocuğunu büyütürken hem sanat yeteneğini, hem zekasını, hem de güzelliğini kullanabildiği bir sürü iş yapmış: İhtilalden kaçan Rus asilzadesi rolünde güya aile yadigarı mücevherler satmış, terzilik yapmış, moda evi kurmuş, otel işletmiş, emlakçı ve komisyoncu olmuş. Tek hayat gayesi çocuğuna iyi bir yaşam sağlamak olan bu akıllı kadın, bu amaçla Polonya’yı terk edip Fransa Nice’e yerleşmiş. Oğluna daha çok küçük yaşlardan itibaren iki büyük hedef belirlemiş: başarılı bir yazar olacak ve Fransa büyükelçisi olacak! Kimi zaman yiyecek ekmek bulamayarak aç yatan göçmen ailenin bunları düşünebilmesi bile tuhaf: Ama onca parasızlığın ortasında görgü derslerinden atış derslerine, üniversite ücretinden her zaman bakımlı görünmesini sağlayacak kıyafetlerine, oğlu için para harcamaktan çekinmemiş bu kadın. Hayatını oğluna adamış. Hikayenin detaylarından tabii ki bahsetmeyeceğim. Romanın Romain Gary’nin 2. Dünya Savaşı anıları ile devam ettiğini, şansı (ve bence anne duası) ile madalyalar kazanan bu gencin gerçekten de Fransa büyükelçisi ve -hepimizin bildiği gibi- başarılı bir yazar olmayı başardığını söyleyebilirim sadece. Okurken, annesinin o sınırsız desteğinin sağladığı özgüveni yazarımızın dilinde kolaylıkla hissediyorsunuz. Eşinizin böyle büyütülmüş olması, belki aile hayatınızda büyük sorunlara yol açabilir. Ama bir anne için ne gam! Eleştiriden ziyade sürekli destek ve güvene dayalı bir ilişkileri var bu anne-oğulun; her başarısızlığın ardında başka fırsatlar gören ve oğlunun yeteneğinden zerre şüphesi olmayan anne figürü, kendimi acımasızca eleştirmeme sebep oluyor. Akıl vermeyi, eksikleri göstermeyi marifet sayan ben, kendi evladımdan özür diliyorum. “İstemek başarmanın yarısıdır” sözünü doğruluyor Romain Gary’nin hikayesi. Sevdiklerimizin her durumda yanımızda olmasının ne kadar değerli olduğunu… Sevgiyi hak eden bir evlat olmanın önemini… Ve bitirdiğinizde içinizde sıcacık bir his bırakıyor.
Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı
Şafakta Verilmiş Sözüm VardıRomain Gary (Emile Ajar) · Agora Kitaplığı · 2012335 okunma
··
617 görüntüleme
mesut bahtiyar okurunun profil resmi
listemde efenim sırasını bekliyor. Güzel inceleme için teşekkürler.
AkilliBidik okurunun profil resmi
Teşekkür ederim efem. Romanı beğeneceğinize eminim.
Seda okurunun profil resmi
Özlemişim arkadaşım, çokkk❤️
AkilliBidik okurunun profil resmi
Ben de ❤️ Kaçacaktım neredeyse...
Aimée okurunun profil resmi
Müthiş inceleme. Çok severim Gary'i okumayı. Özlemişim okumayı. Özellikle böyle ağız dolusu güzel inceleme okumayı çok özlemişim. Yüreğinize sağlık. Teşekkürler
AkilliBidik okurunun profil resmi
Beğendiğinize çok sevindim, güzel sözleriniz için de çok teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.