Yal...nı…zımpsikolojiyle ilgilenen bir hocanın bahsetmesiyle aldığım kitap. peyami safa’nın okuduğum ikinci kitabı, bundan sonra daha çok okuyacağımı düşünüyorum. ilki fatih harbiye idi. iki kitabın da hayatıma çok katkıları olacağını hissediyorum. bir kitabı sadece okuduğumuzda değil oradaki kelimeleri, düşünceleri, karakter özelliklerini hayatımıza kattığımızda o kitabı bitirmiş oluruz. peyami safa da bende bunu gerçekleştirebiliyor.
iki kitabında da doğu-batı arasında kalan karakterler mevcut, ikilemler peşlerini bırakmıyor. yanlışların arasında doğruyu doğruların arasında yanlışı arıyorlar. aslında doğruları kendileri biliyorlar ama kendilerini kandırmak, zorunda olmadıkları düzene uyum sağlamak, dönüşmek istiyorlar.
kitap üç bölümden oluşuyor. bu direkt yapılmamış ama geçişler fark ediliyor. farklı bakış açılarından aynı karakterleri görebilmek kitaba başka bir boyut katmış.
kitabı uzun sürede ve yavaş okudum çünkü karakterlerin ağır hislerini birkaç cümlede anlatmış peyami safa; bunu anlamaya çalışmak, üstünde düşünmek çok daha zordu. derin bir psikoloji/felsefe içerisinde yazılmıştı, biraz okuduktan sonra uzun süte aklımı meşgul etmeye devam etti.
kitabın içeriğinden, olay örgüsünden bahsedersem konusu için okunulabilir ve hepsini alıntı olarak paylaşmak istediğim cümleler gözden kaçabilir (ve tabii biraz acemliğimden dolayı bunu nasıl yapmam gerektiğini bilmiyorum) diye bunu yapmayacağım.
hayatımda okuduğum en etkileyici romandı, hakkında sayfalarca yazı yazdım, kendimi buldum ve kendimden kaçtım zaman zaman… başıyla sonuyla karakterleriyle olay döngüsüyle günlerce insanın aklından çıkmayan düşünceleriyle harikaydı.
bendeki etkiyi çoğu kişiye yapabileceğini düşünüyorum. bazı yerler fazla ağır geldiği için ve gerçeklikten fazla koptuğu için bir puan kırdım. kesinlikle tavsiye ederim.
iyi okumalar