Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

336 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Merhaba sayın okurlar! Evet, an itibariyle kitabımı bitirdim ve sakince masama bıraktım. İçimde çok garip duygular oldu. Önce mutlu oldum sonra üzüldüm ve şimdi de neden böyle bitti diye düşünüyorum. Karmaşık duygular içindeyim. Sizlere öncelikle Sabahattin Ali'nin hayatından kısacık bahsetmek istiyorum ve daha sonra da incelemeye geçeceğim. Şimdiden uzun bir inceleme olacağına emin gibiyim. Umarım sıkılmadan okursunuz :) Sabahattin Ali, Türk yazar ve şairdir. Edebî kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıtmış ve kendisinden sonraki Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline gelmiştir. Romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapmış anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle desteklemiştir.Anadolu'da kısa süre öğretmenlik yaptıktan sonra Türk devleti tarafından dil eğitimi için Almanya'ya gönderilmiş, Türkiye'ye döndüğünde Almanca öğretmeni olarak göreve başlasa da önce komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla bir süre tutuklanmış, ardından ise Türk devlet yöneticilerini eleştirdiği iddiasıyla tekrar tutuklanmıştır. Hayatının son yıllarında Türk milliyetçileriyle yaşadığı tartışmalarla da öne çıkmış, özellikle Türkçü-Turancı yazar Nihal Atsız ile yaşadığı gerilim giderek artarak Irkçılık-Turancılık Davasının bir parçası olmuştur. Bu dönemde Aziz Nesin'le beraber çıkardığı Markopaşa dergisinde siyasileri eleştirmesi yüzünden çeşitli davalarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Hakkındaki davaların aleyhinde seyrettiği bir dönemde Türkiye'den ayrılmak istemiş ve Bulgaristan sınırını geçmek isterken kendisine kaçma girişiminde rehberlik eden Ali Ertekin tarafından milliyetçi gerekçelerle öldürülmüştür. Gelelim Kuyucaklı Yusuf'un incelemesine, İncelememe Reşat Nuri Güntekin'in bu eser hakkındaki söylediği şu bir kaç satırlık cümle ile başlamak istiyorum: “Sabahattin Ali kanaatimce son neslin hikayecilerinin en kuvvetlisidir. Ve Kuyucaklı Yusuf romanı memleketimiz ve edebiyatımızın yüzünü ağartacak kıymetli bir sanat eseridir." Bu eser Sabahattin Ali'nin ilk romanıdır. Gayet sade anlaşılır ve toplum eleştirisi olan gerçek bir hayat hikayesidir. Sabahattin Ali bu eseri Konya'da öğretmenlik yaptığı sıralarda Yeni Anadolu Gazetesinde bir yazı dizisi olarak çıkartmıştır. Sabahattin Ali'nin ceza evinde olduğu yıllarda aynı koğuşta kaldığı arkadaşlarından birdir Kuyucaklı Yusuf. Aslında Sabahattin Ali bu eseri üç bölüm şeklinde yazmak istemiş ancak genç yaşında vefat ettiği için sadece bu tek kitap yayınlanmıştır. Kuyucaklı Yusuf Türkiye'deki edebiyat çevresinin taktirini kazanmış ve hem 20. yy da hem de 21. yy da etkisini sürdürmüştür. DİKKAT SPOYLİ İÇERİR!!! Aydın Nazilli ilçesinin Kuyucak köyünü bir gece eşkıyalar basar. Köyde yaşayan bir karı kocayı öldürürler. Bu cinayetten, onların tek çocukları olan, Yusuf kurtulmuştur Henüz küçük bir çocuk olan Yusuf, anne ve babasının başında nöbet tutmakta, hatta rahat uyusunlar diye onların başını yastığa koyabilecek kadar da cesaretini korumaktadır. Hatta anne ve babasını katleden insanlara karşı koyup tek parmağını da kaybetmiştir. Kaymakam bu olayı gördükten sonra Küçük Yusuf'a acımış ve onu evlatlık almıştır. Ama bu olay karısının pek hoşuna gitmemiştir çünkü Selahattin Bey’in karısı Şahinde Hanım, eve bir köylü çocuğunun getirilmesinden hiç hoşlanmamıştır. Yusuf bundan sonraki senelerini Kaymakamın evinde geçirmiş onlara yavaş yavaş alışmaya. Kaymakamın küçük kızı Muazzez ile ilgilenmiş, onunla oyunlar oynamış abilik etmiştir.Bu durumdan Şahinde çok memnun olmuş komşudan komşuya gezmeye başlamış. Ama Yusuf ne yazık ki Edremit'e geleli beri iyice içine kapanmış yalnızca Ali ve İhsan gibi bir kaç arkadaşı olmuştur. Kasabada Hilmi Bey adında bir de fabrikatör vardır. Oldukça da zengindir. İpe sapa gelmez, kötü huyları olan ve her istediğini elde etmeye uğraşan bir oğlu vardır. Bir bayram sabahı Muazzez'i gören Şakir, her istediğini elde etmenin verdiği şımarıklıkla kafayı Muazzez'e takar. Muazzez ile normal yollar ile evlenemeyeceğini anlayan Şakir, babasından yardım ister. Şakir'in babası Hilmi Bey de Selahattin Bey'i kumarda borçlandırır. Borca karşılık kaymakama senet imzalattırmışlardır. Köşeye sıkışan Selahattin Bey istemese de Muazzez’i Şakir'e vermeye Karar vermiştir Bu duruma canı sıkılan Yusuf bir çare aramış ve arkadaşı Ali’ye durumu açmıştır. Ali de zengin anneannesinden parayı alır ama Muazzez’le kendisi evlenmek istediğini söyler. Yusuf da en azından Şakır ile evlenmesinden daha iyidir diye düşünerek biraz rahatlamıştır. Ali Muazzezle evlenme karşılığı parayı Yusuf'a verir. Böylelikle Kaymakamın Hilmi Bey'e olan borcu ödenmiş olur. Bir gün Edremit'te bir düğün olmuş Şakır ve Ali de bu düğüne katılmıştır. Şakır o düğünde silahını çıkarıp Ali'yi vurarak öldürmüştür. Kaymakamın karısı bunu fırsat bilip Hilmi Beylerle tekrardan samimi olmuş ama Yusuf en sonunda Muazzez'i kaçırıp ondan sonra evlenmiştir... Geri kalan kısmını yazmayacağım okumayan arkadaşlar biraz merak etsin. :) Bence, Kuyucaklı Yusuf köyden kente göçen fakat uyum sağlayamayan insanların adeta yansımasıdır. Kitabın Olay örgüsü ister istemez insana merak uyandırıyor. Kitabı okurken kendimi sanki eski Türk filmi izliyormuş gibi hissettim. Her okuduğum sayfada heyecan vardı. Kaymakam Beyin karısı Şahinde ve fabrikatör Hilmi Beyin oğlu Şakir en sevmediğim karakterler oldu. Hatta bu iki karakteri siz de sevmiyeceksiniz eminim. En çok üzüldüğüm karakter ise Kaymakam Hilmi Bey oldu. Kuyucaklı Yusuf romanı, Anadolu insanını, yokluğu, yoksulluğu, sınıf farklılığını, adaletsizliği, çaresizliği, Türk köylüsünün sorunları, sosyal farklılıklar tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Açık anlaşılır sade bir dil kullanılmıştır ve halk söyleşilerine yer verilmiş. -O gelmez artık! -Nereden biliyorsun? -Gidişinden belliydi! (66) “Hiç geçmeyen hiç unutulmayan şeyler de var. Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var..." (98) Yaramın nerde olduğunu bilmiyorum. Yalnız bir yerlerim acıyor. Çok acıyor... (211) “Hayatının sonuna kadar dövünsen de bu hayatın cefası tükenmez." (239) İncelememi daha fazla uzatmak istemiyorum. Umarım bol kitaplı, bol kahkahalı, çok mutlu bir hayatımız olur. Keyifli okumalar... Sağlıcakla kalın.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Terapi Kitap · 2019175,1bin okunma
·
2.161 görüntüleme
Saat misali okurunun profil resmi
Sormak istediğim bir soru var. Kaymakam Hilmi Beye neden üzüldünüz?
ESMAツ okurunun profil resmi
Kitabı okursanız anlarsınız spoiler vermek istemem 😅
3 sonraki yanıtı göster
Yusuf Demir okurunun profil resmi
Elinize yüreğinize sağlık çok güzel bir inceleme olmuş. Kitabın dışında verilen hap bilgilerde ayrıca başarılı.
ESMAツ okurunun profil resmi
Teşekkür ederim keyifle okuyun😊
Bu yorum görüntülenemiyor
rb okurunun profil resmi
İçeriğini merak ettiğim bir kitaptı. Bilgilendirme için teşekkürler.🌿
ESMAツ okurunun profil resmi
Rica ederim. Keyifle okuyun😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.