Bir kitabın iyi olup olmadığını belirleyen niteliklerinden biri, verdiği cevaplar kadar sorduğu soruların mahiyeti ve yerindeliğidir. Tarih, felsefe, siyaset, spor, müzik vd. birçok alanda kendini geliştiren İbrahim Kalın, bu eserinde toplumumuzun, dünyamızın sorunlarını, eksikliklerini ve var oluşumuzun getirdiklerini neden-sonuç ilişkisi içerisinde sentezleyerek ele almış. Belirli bir konu üzerinde durulmamakla birlikte, soru- cevap şeklinde yapılan bir sohbetin yansımasıdır kitap. Bu kitaptaki mülakatlar (soru-cevap) varlık ve hiçlik, zaman ve mekan, insan ve tabiat, dünya ve ukbâ, akıl ve kalp, modernite, çağdaş dünya, İslam ve batı ve daha birçok konudan oluşmaktadır... "Tarih hiçbir zaman sadece geçmişe ait bir şey değildir. Tersine bugünü anlamak ve yarını inşa etmek için vardır." Dönüp baktığımızda medeniyetimizin ne kadar köklü ve çoğulcu olduğunu görüyoruz. Anadolu irfan geleneğinin bize sunduğu muazzam birikim ve zenginlik var. Biz işte bu büyük geleneğin içinde Farabi'yi, Molla Sadra'yı, Ebû Hanife ve İmam Şafiî'yi, Mimar Sinan'ı, Fuzuli'yi Bakî'yi, Pir Sultan'ı, Aşık Veysel'i ... görüyoruz. Örneğin Farabi hem büyük bir filozof, mantıkçı ve siyaset bilimci hem de bir müzisyendi. Çoğulcu ve entelektüel kültürel değerlere sahibiz. Bizim medeniyetimiz, İbrahim Kalın'ın da dediği gibi Hezarfen insanlar üzerine kuruludur. Aynı anda birkaç yeteneği olan, farklı disiplinlere hakim, hayatın farklı yönlerine dokunabilen ve bütün bunlardan makul, meşru ve üretken bir sentez çıkarabilen insanlardı. Bu insanlar güzel atlara binip gittiler evet ama bizlere düşen yerimizde oturmak değildir. Medeniyet dinamizm içerisinde. Yerinde saymakla ileriye gitmez. Sahip olduğumuz çoğulcu çok kültürlü değerleri merkeze alıp üstüne yenilerini ekleyerek ilerlemek. Atalarımızın fark edemediğini bizler fark edip yeni birikimler oluşturmak. Bu da Gök Kubbenin Altındaki emanete sahip çıkmakla mümkün olur. Dilimize sahip çıkmalıyız, sözcüklerimize , kavramlarımıza sahip çıkmalıyız... Kendi kelimelerimizi üretmeliyiz. Çünkü "Kendi kavramlarını üretmeyen bir medeniyetin değerlerine sahip çıkması mümkün değildir." İnsan tabiki önce kendisini bilmeli her konuda, sonra da mensup olduğu değere medeniyete sahip çıkmalı. Bu da kendini bilmekle olur. Ontolojik fakirleşmeye (varlığı en alt derecesine indirgeyerek tanımlamak) gitmeden varlığın manasını, zenginliğini, enginliğini ve çeşitliliğini anlayarak... "Gök Kubbenin Altında" sizlere yeni düşüncelerin kapısını açacak, halihazırda farklı bakış açısı kazandıracak bir eser olacağını düşünüyorum. Her sayfasını hazmederek okuduğum, ağızda tatlı bir tat bırakan bu kitabı okumanız dileğiyle... Keyifli okumalar dilerim

Gök Kubbenin Altındaİbrahim Kalın · Mecra Kitap · 20221,112 okunma

··

338 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Memento Mori