Okuma bir keşif süreci olduğunu ve iyi bir kitabı bulup okumayan okuru değerli bir taş bulmak için zahmetle yeri kazan bir madenciye benzetiyor.Bu benzetmeyle İyi bir kitap bulmak sabır, emek ve çaba gerektirdiğini vurguluyor.Yani okuma ciddi bir iş basite alınacak bir konu değil.Okur isterse kütüphanelerde ki tüm kitapları okusun doğru kitabı bulamazsa, kitap bize ne anlatıyor diye yaklaşımın da okunmazsa, kitaptaki kelimelerin bize hangi anlamda sunulduğunu anlamayamada okursa yine cahil kalır diyor.
Yazar her ne kadar kadın ve erkeğin eşit olmadığını savunsa da dönemine göre kadınları çok iyi bir yere koymuş.Bunuda kadınların iyi kitaplar okuyup, iyi eğitilmesi gerektiğini çünkü kadının etkisinin çevresine daha fazla olduğu belirtmiş.Bu yaklaşım dönemine göre çok ileri bir düşünce...
*"Şu var ki, okunacak kitapların çok iyi seçilmiş olması ve büyük bir dikkatle okunması şarttır. Aksi takdirde istenilen gayeye ulaşılamaz ve beklenen fayda sağlanamaz. Kitapları seçmeyi bilmek, okumayı bilmek, onlardan tam mânâsıyla faydalanmayı bilmek, ayrıca, öğrenilen şeyleri günlük hayata tatbik etmeyi bilmek gerçek bir eğitimin temel şartını teşkil etmekte, dolayısıyla kitap seçmeyi ve kitap okumayı apayrı bir sanat hâline getirmektedir."
*"Ömrünüz yettiği takdirde Britanya
Müzesi'ndeki bütün kitapları okuyabilir,
gene de tam manasıyla 'kara cahil', hiçbir
şekilde eğitilmemiş bir kimse olarak
kalabilirsiniz."
*" Elinize iyi bir kitap geçtiği zaman kendinize
şöyle sormalısınız: 'Bir Avusturyalı maden
arayıcısı gibi çalışmaya hazır mıyım?
Kazma ve küreklerim iyi iş görecek
durumda mı? Kolları sıvadım mı? Gücüm
kuvvetim yerinde mi? Moralim yüksek mi?'"