Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İmparatorluk efsanesi H.K.
Düş âlemim bir Doğu şehridir. Boşlukta yer işgal eden bir gerçeklik olarak, gösterişli, yumuşak bir halının şehveti vardır yüzünde. Sokaklarını rengârenk yapan dükkânlar kendilerine ait olmayan, anlaşılmaz bir fonun üzerine işlenmiş gibi durur; uçuk mavi satenlerdeki, sarılı kırmızılı kabartma nakışlara benzerler. Şehrin bütün hikâyesi, loş odamda belli belirsiz kulağıma çalınan kelebek misali, düşümdeki lambanın etrafında dönüp durur. Düşlerim eski zamanların görkemli hayatlarında gezinmiş, kraliçelerin ellerinden zamanla solmuş mücevherler almıştır. Olmayan varlığımın kıyılarını sahici uyuşukluklar sarmış, alacakaranlık nefes aldıkça yosunlar nehirlerimin sere serpe yayılan yüzeyine vurmuştur. İşte bunun için kayıp uygarlıkların sütunlu avlularıydım vaktiyle, ölü frizlerdeki arabesk motiflerin ateşiydim, kırık sütunlara kıvrıla kıvrıla sarılan kara sonsuzluk lekeleriydim, uzakta batan gemileri gözleyen gemi direkleriydim, sırf devrilmiş ağaçlara çıkan basamaklar, upuzun örtülerdim, örtmeyi bilmezdi bunlar, ama kıvrımlarında gölgeler saklarlardı sanki, yere çalınmış buhurdanlıklardan yükselen dumanlar gibi doğrulan hayaletler. Ne uğursuz bir saltanattı sürdüğüm, en ırak sınırlardaki savaşlar, sarayıma huzuru zehir ederdi. Uzak şenliklerin belirsiz mırıltısı hep yakınımızdaydı; penceremin önünden geçmeye mecbur alaylar ebediyen yürürdü; ama havuzlarımda ne bir kırmızı altın balık bulunurdu, ne de meyve bahçelerimin durgun yeşilinde tek bir meyve; hatta başkalarının mutlu mesut yaşadığı derme çatma kulübelerden yükselip ağaçların ardından kendini gösteren bir duman bile yoktu, o basit baladlarıyla, özbilincimin doğuştan gelen esrarını uyutacak. ---------------- sayfa 654
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun Kitabı
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.