Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik - Adem Ergül - Alıntıların Tamamı..
Etkili İletişimde Modernin ve İslâm'ın Baktığı Açı.. Modern dünyanın "kişisel gelişim" anlayışında "etkili iletişim"in temeli, "sözlü iletişim" ve "beden dili"ni etkili bir şekilde kullanmaktır. Önemli olan güzel ve etkili konuşmaktır; sözdeki samimiyet, ikincil bir değerdir. Beden dili muhatapta hayranlık uyandırmalı, etkilemeli ve âdetâ onu büyülemelidir; beden dilinin arkasındaki kişilik kalitesi sonraki bir meseledir. Kimse Kendine Bakmaz Ama..! Adalet, çoğu zaman devlet yönetimini elinde bulun duranlarda aranır; oysaki her insanın bir iktidar alanı vardır ve bu yönüyle de herkesin taşıması gereken en temel bir şahsiyet dinamiğidir. (İsrafın sadece su ve zaman israfı olarak değerlendirilmesi gibi adalet her zaman devlet başkanını çağrıştırır bizim kültürümüzde. Kimse kendine batırmaz iğneyi. Çünkü okuduklarımızı kendimiz için değil başkaları için okuyoruz..) Alan değil, Veren olmak ve Peygamberler..! Veren insan, etkin insandır. Çünkü etrafından daima saygı ve sevgi görür. İtibar ve izzet sahibidir. Bu bakımdan söze başlayınca sözü dinlenir, bir iş yapınca yaptığı işe değer verilir. Sosyolojik bir vakıa olarak denilebilir ki, toplumlarda merkez insanların, toplayıcı şahsiyetlerin ve başarılı liderlerin ortak özelliklerinden birisi, istisnasız hepsinin cömert oluşudur. Bütün peygamberler, veliler ve büyük liderler, her zaman "alan değil veren bir kişilik" sergilemişlerdir. (Yasin süresinde geçen "şehrin ucundan koşarak gelen adamın" hikayesine tekrar göz atmak da fayda var.) Güvenilmek Sevilmekten Büyüktür... Bir düşünce adamının ifadesiyle "Güvenilmek, sevilmekten daha büyük bir iltifattır." Yüksek Güven Ne İşe Yarar?? "Yüksek güven olduğunda iletişim nasıl olur? Kolay, zahmetsiz, kendiliğinden. Peki ya yüksek güven varken siz hata yaparsanız? Hiç fark etmez. İnsanlar sizi tanıyordur. "Dert etme anlıyorum". "Unut gitsin." "Ne demek istediğini biliyorum. Seni tanıyorum". Şimdiye dek tasarlanmış hiçbir teknoloji bunu yapamaz. Belki de bir anlamda kalbin beyinden daha önemli olmasının nedeni budur. İnsan beyin ölümü yaşayabilir ama kalbi hâla kan pompalıyorsa, yaşamaya devam eder; kalbiniz öldüğünde siz de ölürsünüz. Oğlum Stephen'in dediği gibi; «Güven hızına yetişebilecek başka bir şey yoktur.» Düşünebileceğiniz Moss her şeyden daha hızlıdır. İnternet'ten daha hızlıdır; çünkü Arifin güven varsa, hatalar bağışlanır ve unutulur. Güven hayatın tutkalıdır. Güven, kurumları, kültürleri ve ilişkileri bir arada tutar". Stephen R. Covey'den... Güvenilmek..! Gönlünüzü ancak güvendiğiniz insana açarsınız. Onunla paylaşırsınız; sevginizi, derdinizi. Güvensizlik, yalnızlıktır. Yalnızlık ise çoğu zaman huzursuzluğun ve stresin kaynaklarından biridir. Güven duyulan kimseler, etraflarından sürekli pozitif enerji devşirirler. Etkin, saygın ve itibarlı insanlardır. Bu itibarla güvenilirlik aşısı yapılmamış kişiliklerin, şahsiyet dilleri gelişmemiş demektir. Mevlana ve Tevazu Örnekleri.. Su, yüksekten aşağıya akar, sonra da aşağıdan yukarıya doğru yükselir, çıkar. Buğday, çiftçi tarafından toprağa atılır. Böylece yükseklerden gelir, toprağın altına girer. Sonra toprağın altından baş kaldırır, yükselir; dik, kuvvetli bir başak haline gelir. Her meyvenin tohumu önce yerdedir. Yere girer, ondan sonra yerden başkaldırır, yükselir. Bütün nimetlerin asılları, gökten toprağa yağdı, toprağın altına girdi. Ondan sonra tertemiz cana gıda oldu. Bütün nimetler, tevazu ile gökten yere indikleri için, diri ve yiğit bir insanın cüz'ü oldular". Alçak Gönüllük ve Toprak Örneği..! "Mahsul, ovadaki sulu ve yumuşak toprakta yetişir. Dağlarda, sert topraklarda yetişmez. Bunun gibi hikmet de mütevazı olanların kalplerinde gelişir, kibirlilerin kalplerinde değil." Terziler ve Berberler Terziler arasında dilden dile dolaşan şöyle bir söz vardır: "Terziler diktiği kötüdür; elini yüzünü yıkayan ütüdür". (Berberin de fönü var.) Göz-Gönül Tokluğu ve Peygamberler..! Kimseye yük olmama ve muhataptan kendi nefsi hesabına hiçbir beklenti içinde bulunmama hassasiyeti ile söylenen bir sözün, ya da gösterilen bir ilginin etkisi, çok yüksek olacaktır. İşte bu sebepledir ki, tarih boyunca tüm peygamberlerin ve Hak dostlarının tebliğ ve irşad uslubunda "kimseden bir şey istememek" esası, en önemli prensiplerden biri olagelmiştir. Bugün de etkin bir lider ve eğitimci olmanın en temel esaslarından biri, kendi nefsi adına kimseden bir şey istememektir. Göz ve gönül tokluğu, muhatapta, takdir, sevgi ve gıpta oluşturur. İnsanların sevgisini nasıl elde edebileceğini soran bir sahabesine, Hz. Peygamberin "Insanların elinde bulunanlara alıcı gözle ilgi duymaması" tavsiyesinde bulunması oldukça mânidardır. - Her şey incelikten insanlar kabalıktan kırılır. Allah'ın Elçileri Baştan Sona Kadar Edeb Öğretmişlerdir... Gönderilen tüm peygamberler ve ilahi mesajlar esas itibariyle insana edeb ve nezaket taliminde bulunmuşlardır. Mevlana der ki: "Gözünü aç da bak, Kelamullah baştan sona bir edeb taliminden ibarettir". Bilme ve Olmak "Bilmek", "olmak" değildir. Bilginin şahsiyete dönüşmesi, ayrı bir süreçtir. Belki şöyle de söylenebilir: Bilgi, "olma"anın birinci adımıdır. (Aklıma Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin "konuşmak kolay evladım, yaşamak zor" sözü geldi... Neyse bugün de dersimiz/dimiz bu olsun...) Niyet Et ve Atıl - Mevlana'dan... "Ey Hakk yoluna düşen kişi, isteğine iki elinle sarıl! Çünkü istek, iyi bir kılavuzdur. Sen ne hâlde olursan ol, istekten vazgeçme. Ey susa miş, dudakları kurumuş kişi, durmadan su ara! Susuzluktan kurumuş olan o dudak, sahibinin çeşme başına erişeceğine şahitlik eder. "Dudakların kurumuş olması, bu ıstırap, bu çırpınma; seni bize ulaştıracaktır." diye suyun gönderdiği müjdeli bir haberdir. Bu arayış, mübarek ve kutlu bir harekettir. Bu candan isteyiş, Allah yolundaki bütün engelleri kırar döker. Bu isteyiş, isteklerinin anahtarıdır; senin ordundur, sancakların ve zaferlerindir. Bu isteyiş, sabaha karşı horozun; "Sabah oluyor" diye ötmesine benzer. Hakk'a yaklaşmak için iyi işlerin, ibadetin yoksa da, ümitsizliğe kapılma, yine de istekte bulun! Yalvarış ve karış ibadete yol açar. Eğer bir karınca Süleymanlık isteğinde bulunursa, şaşma; onun isteğini hor görme! Sen ondaki himmete, gayrete, cesarete imrenerek bak! Elinde mala, sanata ve hünere dair ne varsa, onları isteyerek, düşünerek, çalışarak elde etmedin mi? Allah, herkesi bir iş için yaratmıştır. Herkesin gönlüne bir işle uğraşma arzusunu koymuştur. Gönülde bir istek olmadan el ayak nasıl hareket eder? Çerçöp, su akmazsa, rüzgâr esmezse nasıl gider?" Mevlana Lider kimdir? Lider, takımın sorumluluğunu üstlenen kimsedir. Dirayet, ehliyet ve feraset bakımından önde olmayan kimselerin liderliği, çoğu zaman gelişmenin önünde en büyük engeldir. İnsanı Tanımak..! İnsanı tanımayan onu yönetemez. İnsanı tanımak, ilim, irfan ve basiret ister. Bir kimsenin bu nimetlerden nasibi ne ise insan yönetimindeki gerçek başarısı da odur. Üç oyun ötesini göremeyen sığ bir idrakle ve perdenin arkasini se zemeyen kör bir basiretle insanı yönetme iddiası, esasen "körebe oyunu" oynamaktan farksızdır. Böyleleri nice kıymetleri çöpe atan "insan müsrifleri"dir. Samimi Olmayan İstişareler... Samimi olmayan istişarelerde, insanlar hiçbir zaman gerçek görüş ve düşüncelerini açıklamak istemezler. Böyle bir liderliğin gölgesinde de gelişemezler. (Son bir kaç sene bunu çok iyi bir şekilde öğretti.) Liderlik ve Ekibi Canlı Tutmak..! Liderlik, ekibi canlı tutabilme becerisine sahip olabilmeyi gerektirir. Bunun yolu da ekip elemanlarına gösterilen yakın ilgiden geçer. Üç çeşit ilgiden bahsedilir: Pozitif ilgi, negatif ilgi ve sıfır ilgi. Pozitif ilgi, muhatabın gönlünü hoş edecek şekilde ona iltifatta bulunmak, methetmek, yaptığı işi beğenmek, kendisine güler yüz göstermek gibi ilgilerdir. Negatif ilgi ise muhataba selam vermemek, yüzünü ekşitmek, hoşlanmayacağı sözlerle kendisini incitmek, uyarmak, kınamak gibi tavır ve davranışlarla hoşnutsuzluğu ifade etmektir. Sıfır ilgiye gelince, muhatabı âdeta yok saymaktır. Onu bir yerlerde unutmaktır. Psikologların tespitine göre insanı en çok inciten ve heyecanını söndüren ilgi de işte bu sıfır ilgidir. İnsanlara İlgi Göstermek.. İlgi, gönüllere heyecan yükleyici ve besleyici bir gıdadır. Her yaştan insanın ve hatta tüm canlıların bir şekilde bu gıdaya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı karşılayan kim olursa olsun, ona karşı minnettar kalınır. Kardeşini Unutmamak..! Kendisinin unutulduğu zannına kapılan bir ekip elemanında, heyecandan ve huzurdan eser kalmaz. İlginin vereceği heyecanı, bir başka şeyle temin etmek de imkansızdır. İlgide Cimrilik.. İlgide cimrilik de heyecanları söndürür. Beklediği ilgiyi göremeyen kimseler, önce soğurlar, sonra küserler ve daha sonra da düşman kesilirler… Gönüller Selamette Olmadıkça.. Hz. Ali, "Gönüller selamette olmadıkça muhabbet izhar etmez", buyurur. Dert ve tasalar içinde boğulan gönüllere pencere açmadıkça, ülfet, muhabbet, istek ve şevk harekete geçmeyecektir. Gönülleri rahatlatan ve yüzleri güldüren gerçek liderler, gönül frekanslarını bile hissedebilecek bir duyarlılığa erişmiş kimselerdir. Bitti…
·
174 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.