Prof. Dr. Yusuf Alper: “Furkan Çirkin ilginç bir şair demiştim sanırım. İlk kitabı için yazdığım birkaç cümlede. Yine ilginç desem anlamı yok. Her kitabında özgün, kendinin olan bir şiiri, ilginç imgelerle sürdürüyor, sürdürecek. İlk kitapta önemli şairlere göndermelerin dozunu iyi ayarlamıştı. Şiiri bilen, sindirmiş ve yola koyulmuş olduğunu düşündürmüştü. Sonrası için hafif kaygı duymuştum: Sonra ne yapacak? Bu kitabında ise bambaşka bir tema üzerinden konuşuyor. Konuşuyor diyorum çünkü konuşma dili egemen. İyi ki. Böylece 1000 yıllık şiir ( 700 rakamını telafüz etmiş) geleneğimizle de bağ kurmuş oluyor. Varoluşçu kaygılar gündeminde. Bende de varlık, hiçlik vardır ama çok seyrektir. Daha fazlası bizim için lüks olurdu. O bütün kitabı o çerçevede oluşturmuş. Her şey dozunda. Şiir kurulmuş. Felsefe değil, şiir yazmış. Aslolan da bu. Felsefe yapmak isteyen felsefe yazabilir. Her şiirin bir felsefesi tabii ki vardır. Kitabın son şiiri oldukça sert ifadeler de içererek kadın-erkek ilişkilerine girmiş. Genç kuşak birçok yönden daha rahat konuşabiliyor. Zeminleri oldukça kaygan ve geniş. 12 Mart'ta çocuk-genç, 12 Eylül'de ölü olabilecek bir kuşak olan bizler bazı konularda bu kadar rahat olamadık, olamazdık. Neyse ki bunlar aşıldı. Kadın-erkek ilişkileri riskli bir alandır. Bazı sonuçlar doğurabilir. Kitabı, çok daha geniş incelemeleri hak ediyor. C.Süreya ilk kitabından sonra, Orhan Pamuk için "ne yazsa roman olur" gibi bir söz etmişti. Ben de Furkan için diyebileceğim sanırım; neye el atsa şiir oluyor, olacak. Kutlarım. Yolu açık olsun. Ki zaten açık.” (Yusuf Alpler’in “Hayatım: Rengârenk Bir Zifiri Karanlık” kitabı üzerine yazısından…)

Hayatım: Rengarenk Bir Zifiri KaranlıkFurkan Çirkin · Plüton Yayınevi · 202219 okunma

·

58 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yelkensiz Dergi