Gönderi

128 syf.
·
Not rated
Rus edebiyatının yalnızca okumakla kalmamış onu ruhunun bir parçası haline getirmiş olan benim için biraz zor bir kitaptı. Aslında çoğu Sovyet romanı böyledir, belki de romantizmden realizme geçiş çok görkemli olduğu için içten içe her yenilemede bu görkemin katlanarak devam etmesini bekliyor insan. Böyle durumlarda yani dünyanın klasik diye tanıdığı realist dönem Rus yazarların dışında bir Rus yazar okuyacağım zaman kendime hep şunu söylerim: "Büyülü olan Rus edebiyatı değil, büyülü olan realist dönem Rus edebiyatı. Bunları birbiriyle kıyaslama ve beklentini bunun üzerine kurma." Bu kitabı okumayı düşünenlere de ilk tavsiyem kendime kurduğum bu cümle. Sovyet dönemini okumayı seviyorum çünkü Çarlık Rusya'nın anlatıldığı realist eserlerde insanların durumu o kadar içler acısı ki Gorki gibi dirilişin anlatıldığı kitaplar ruhumdaki insanlığı besliyor. Öte yandan Bulgakov gibi Sovyet eleştirisi yapan yazarları okumayı daha çok seviyorum çünkü bu denli baskıcı bir havada söz söylemeye çalışmak da çok değerli bir iş. Bu kitabı ikinci kategoriye daha yakın bulabiliriz çünkü içinde (yakından bakmayı bilen gözler için) bazı Sovyet eleştirileri de mevcut. Eleştirinin de ötesinde Sovyet halkını tanımak adına gerçekten güzel bir kitap. Basit bir olay örgüsü; kimsesiz bir kadının yaşamı, ilişkileri, bakış açısı... Evet, keyifli. Dönem Rusyasında yasaklanmış bir eser, elbette Stalin döneminde eğri uçan kuşun uçması da yasaklanıyordu. Bu yüzden kitaptan yasaklı kitap manifestosu beklemek de doğru değil. Devrim Rusyasından Portreler kitabında şu kısımdan çok etkinlemiştim: Köylüler baskının azalması için çarlığın çöküşünü destekledi ve sosyalist devrimin yanında yer aldı ama devrim geldiği zaman iktidar köylülere eğitimi zorunlu tutunca köylüler ona da baş kaldırdı. Çünkü onların istediği bu düşünce sistemini savunmak ya da gelişmek değildi, onlar yalnızca kimsenin karışmadığı gerekirse eğitimsizlik özgürlüğüne sahip olabilmeyi umuyordu. Bu açıdan Rus halkı sosyalist devrimi değil, çarlığı yıkabilecek herhangi bir devrimi de aynı şekilde desteklerdi. Bu kitapta da aynı havayı seziyorum, yalnızca baskıcı Sovyet rejimine eleştiri değil, içten içe Sovyetleşmeyi anlayamamış, yalnızca o sistemin içinde var olmak zorunda kaldığı için uyum sağlayan insanlar ve onların karşısında sistemi gerçekten benimsemiş hatta belki ölümcül şekilde savunacak kadar benimsemiş insanlar. Bu açıdan bakmak belki kitaba farklı bir anlam kazandırabilir. Toparlamak gerekirse sıradan bir zaman geçirme eylemi için belki sıkıcı belki keyifli sıradan bir kitap. Satır aralarını ve arka planı görmeyi sevenler için daha derin izler bulunabilecek keyifli bir kitap.
Mutlu Moskova
Mutlu MoskovaAndrey Platonov · Metis Yayınları · 2012275 okunma
·
114 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.