Gönderi
Macar yazar László Krasznahorkai’nin başyapıtı olarak Şeytan Tangosu anılıyor genelde, ki benim de bayıldığım bir romandır, ama Savaş ve Savaş’ın da hiç ondan aşağı kalır bir roman olmadığını düşünüyorum.
Savaş ve Savaş’ta, Macaristan’ın küçük bir yerleşim yerinde, arşivcilik yapan ve hayatı, dünyayı, tarihi sorgulamalarında biraz uç noktalarda, normallikle delilik arasındaki muğlak alanlarda gezinen bir tarihçi olan Korin’in günün birinde bir elyazması bulup, bunu tüm insanlıkla paylaşmak ve ebedileştirmek üzere harekete geçmesi anlatılıyor. Bir yandan Korin’in, New York’a giderek bu elyazmasını internette paylaşma serüveni anlatılırken, buna paralel olarak da onun ağzından elyazmasında yazılanları öğreniyoruz. Elyazmasında evrenin ve insanlığın tarihinin bir özetini, belirli temalar etrafında dolanarak ve tarihin tekerrür edişini sembolize eden karakterlerle, yeniden anlatıyor aslında yazar ve medeniyeti, inançları, dünya düzenini, düşünce, idealler, özgürlük, aşk, akılcılık ve sanatın bunlardaki yerini sorguluyor. Çok güçlü ve okuru etkisi altına alan, apokaliptik bir atmosfere sahip romanda, yine yazarın çok sevdiği gibi, sembollere, çok uzun cümlelere ve zaman zaman okura distopya okuduğunu düşündürtecek kadar sıradışı karakterlere rastlamak mümkün. Kafası çok farklı çalışan ve zihnini alışılagelmişin çok dışında metinlerle okura açan bir yazar Krasznahorkai ve kolay okunan romanlar yazmıyor şüphesiz ama onun çok farklı dünyasını anlamaya çalışmak da muazzam bir yolculuk. Okuru baştan sona sarıp sarmalayan tuhaf atmosfer, uzunluklarına rağmen akıp giden ve size kurguyu yaşıyormuşsunuz hissi veren cümleler, yazarın etkileyici sembolleri ve zengin fikir dünyasıyla sunduğu insanlık ve dünya tarihine bakışıyla birleşince muazzam bir eser çıkmış ortaya. Çok ama çok beğendim. Krasznahorkai’yi de artık en sevdiğimçağdaş yazarlar arasında sayabilirim.
··
1,234 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.