Gönderi

116 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Fazla ara vermeden bilimle devam edeyim dedim :) Derste bulaşıcı hastalıkları işleyince ve konu da ilgimi çekince virüslerle ilgili, ilgi çekici ve yeterli bilgi veren bu mini kitaba (daha uzun olmalıydı, böyle güzel bir kitap...) başlamak istedim. Neyse kitaba, daha doğrusu virüslere gelirsek... Virüsler her ne kadar türümüze düşman, yok edilmeleri gereken canlılar (ki canlılık konusunda henüz bir netlik sağlanmış değil. Ara form olarak kabul etmek en mantıklısı sanırım.) olarak kabul edilse de zararları kadar faydaları da var ve çok uzun süreden beri genlerimizin çoğunu kapsayacak şekilde varlığımızın bir parçası olarak vücudumuzda yer alıyorlar. "Biz insanlar, virüs ve memelinin ayrılmaz bir karışımıyız. Virüs kaynaklı genleri uzaklaştırın, üremede başarısız oluruz. Muhtemelen hızlı bir şekilde diğer virüslerden gelen enfeksiyonlara yakalanırız. Aldığımız nefesteki oksijenin birazı, okyanuslardaki bakteriler ve virüslerin karışması yoluyla üretilir. Bu karışım, sabit bir birleşim değil ama sürekli değişen bir akıştır. Okyanuslar, ev sahibi ve virüsler arasında mekik dokuyan, genlerden oluşmuş yaşayan bir yapıdır." "Bilim insanları, bütün yaşayan şeylerin, virüsler tarafından taşınmış yüzlerce ya da binlerce genle dolu genom mozaiklerine sahip olduğunu buldular." Virüsler, binlerce yıldır hayatımızda olmaları bir yana bizlerden önce de dünyada yer alıyorlardı. Hatta canlılığa da çeşitli faydaları var. "Fransız virüs bilimci Patrick Forterre, RNA dünyasında, virüslerin, kendi genlerini saldırıdan korumanın bir yolu olarak çift zincirli DNA molekülü oluşturduğunu bile ileri sürüyor. Sonunda, virüslerin ev sahipleri, daha sonradan dünyayı ele geçirecek kendi DNA'larının yönetimini ele geçirdiler. Diğer bir deyişle bizim bildiğimiz yaşam, başlangıç yapmak için virüslere ihtiyaç duymuş olabilir." Hep olumlu özelliklerinden bahsettim biraz da son iki yılımızı kabusa çeviren bu küçük yaratıkların olumsuz özelliklerine gelelim. Virüslerin şu an bilinen türlerinden ayrı, bazıları şu an keşfedilmemiş ya da henüz bizlerle etkileşime girmemiş milyonlarca türü var. Bazılarının tek rezervuarı (konakçı) insan iken bazıları hayvanlar yoluyla da bulaşabiliyor ya da sadece hayvanlar arasında yayılan türleri de var. Virüslerle ilk tanıştığımız dönemlerde virüslerle mücadele günümüzdeki kadar rahat değildi. Zamanla bazıları ile savaşta başarılı olamasak da berabere kaldık. Çok hızlı mutasyona uğrayan, tek rezervuarı insan olmayan türler için tam başarı maalesef mümkün değil. Şu ana kadar tamamen başarılı olduğumuz, eradike edilebilen (derste işledik o kadar, kullanıp havasını atmalıyım :D ) tek hastalık çiçek hastalığı. Virüslerle ilk karşılaştığımız dönemlerde ne olduklarını bilmezken zamanla diğer hastalıklardan farklı oldukları anlaşıldı; bulaş yoluna, kaynağına yönelik farkındalıklar kazanılıp önlemler alındı, aşılar bulundu. "Çiçek hastalığının yayılmasını önlemenin ilk etkili yolu muhtemelen İsa'dan sonra 1900'lü yıllarda ortaya çıktı. Bir doktor, çiçek hastalığına yakalanmış bir kurbandaki kabuğu ovarak, sağlıklı bir insan derisindeki çiziğe sürdü. (Bazen, ovdukları kabukları, içe çekilen toz gibi de uyguladılar). Bu işlemin adlandırıldığı şekliyle aşılama, genellikle, aşılanmış kolcia şekillenen sadece bir tek iltihaplı kabarcığa neden oldu. Kabarcık bir kez kabuk bağladığında da, aşılanmış kişi çiçek hastalığına bağışıklık kazanmış oldu." Kitapta virüslerin tarihiyle birlikte hayatımızda yer alan, hayatımızı etkileyen bazı virüslerden bahsediliyor. Örneğin; rhinovirüs, ınfluenza, HIV, insan papilloma virüsü, batı nil virüsü... "Dünyanın çok uzak bölgelerindeki hayvanlar milyonlarca yıldır egzotik virüslere ev sahipliği yapıyorlar ve bu zaman süresince insanların onlarla çok az teması oldu. İnsanlar artık, ağaçları biçmek, madenleri kazmak ve yeni çiftlikler kurmak için bu uzak bölgelerin içlerine doğru hareket ediyorlar. Ve bu süreçte, insanlar yeni virüslerle temas haline geçiyorlar. Örneğin, Nipah virüsü, Kuzeydoğu Asya'daki kurbanlarında tehlikeli beyin iltihabına sebep olur. Bir zamanlar insanlardan uzakta sık ormanlarda yaşamış, normalde yarasalarda yaşayan bir virüstür. Artık yarasaların ve virüslerin, yaşayacak ormanları yok." İşte bu yüzden gün geçtikçe yeni virüslerle karşı karşıya kalıyoruz ve kalmaya da devam edeceğiz... Kitap gayet anlaşılır, herkesin anlayabileceği bir dille yazılmış ve sürükleyici, tavsiye ederim. Bir puanı da kısa olduğu için kırdım, böyle güzel bir kitap daha uzun olmalıydı. Keyifli okumalar...
Virüs Gezegeni
Virüs GezegeniCarl Zimmer · Alfa Yayınları · 2012198 okunma
·
230 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.