Gönderi

Kitap: Yeni Türk Şiirinde Seyyid Nesîmî Okulu ve Misyonu Yazar: Yrd.Doç.Dr. Hasan Aktaş Baskı: 1.basım, Ekim 2004, sayfa: 176 🌼🌼🌼 #KORKUSUZ BİR AŞK ŞEHİDİ: SEYYİD NESÎMÎ# Hasan hocanın Nesîmî ile ilgili yapmış olduğu inceleme kitabını dün gece sabahlayarak bitirdim. Elimden geldiği kadar kitabı anlatmaya çalışacağım... Öncelikle kitabı okuduğunuz zaman koca bir Ahh! çekiyorsunuz. Zira Nesîmî gibi ulu bir ozanın edebiyatımızda değer bulmayışı bizleri derinden yaralıyor. Peki Türk edebiyatında neden Nesîmî geri planda kalmış ve onun hakkında orjinallik içeren şiirler yazılmamıştır? Nedenini ise Hasan hoca, Nesîmî hakkında yazılan modern şiirlerin orjinalite değeri taşımadığını, Nesîmî 'yi çağrıştıran mazmunların şairler tarafından tam idrak edilemediğini ve modern şiirin batı mitolojisine takılmaktan öteye geçemediğini belirtmiştir. Öte yandan Cumhuriyet dönemi sonrasında Nesîmî ile ilgili yazılan şiirler Hasan hocaya göre epistemolojik açıdan yoksundur. Bunun sebebi ise şairlerin Nesîmî 'nin felsefesini anlayacak bir birikimden yoksun oluşlarıdır. Peki Nesîmî hakkında orjinal şiirler üretebilmek için ne yapmak gerekiyor? Bunun cevabını ise Hasan hoca şöyle veriyor: "Modern şiire, iyi bir bilgi teorisi/epistemolojik temel oluşturabilmek için Seyyid Nesîmî 'yi ve onun doktorinini iyi okumak gerekir. " Çünkü öyle şiirler okuyoruz ki estetik, dil-üslup ve epistemolojik açıdan içlerinin ne kadar boş olduğunu görüyoruz. Hâl böyle iken edebiyatımızda Nesîmî hakkında yazılan şiirlerin sayısı oldukça az sayıda üretilmiştir. Zira Nesîmî 'nin hayatına göz atacak olursak; Hayatı hakkında kesin bilgi ve belgeler bulunmamakla birlikte, kendisi yedi ulu ozandan biri sayılmaktadır. Nesîmî, hurufîlik tarikatına girdikten sonra şiirindeki asıl patlamayı gerçekleştirmiştir. Çünkü Nesîmî Fazlullâh-ı Hurufî (hurufîlik tarikatının kurucusu) ile tanışmadan önce Mevlana ve Ahmet Yesevî'den etkilenmiştir. Bu dönemde yazmış olduğu şiirlerinin çoğu ise didaktiktir. Fazlullâh ile tanıştıktan sonra kendisine büyük oranda etkisi olmuştur. Nesîmî anlaşılmadan divan şiiri anlaşılmaz. Çünkü divan şiirine pek çok mazmunu o getirmiştir. Kendisinin hurufî olması, bu sebepten derisinin yüzülerek idam edilmesi divan ve Osmanlı şairlerinin kendisinden çok az bahsetmesine neden olmuştur. Çünkü Nesîmî gibi onlar da "düşünce suçlusu" yaftası yiyip korktukları için ölmek niyetinde değillerdir. Buna rağmen Nesîmî 'ye en çok sahip çıkan ise tekke şairleri kendisine ilgi göstermiş ve ilgilenmişlerdir. Bunlar arasında Alevi-Bektaşi şairlerinin çok özel bir yeri vardır. Nesîmî 'nin şiirleri tekkelerde çoğaltılarak okunmuş, pek çok şiiri de değişik makamlarda bestelenmiştir. Nesîmî; Fuzûlî, Bakî, Misalî, Sunullâh-ı Gaybî, Ali Şir Nevaî, Kul Nesîmî, Şah İsmail Hatayî, Niyazî-i Mısrî, Niyazî, Usulî, Habibî gibi birçok şairleri etkilemiştir. Kendisi Kadı Burhanettin, Şeyyad Hamza, Şeyhoğlu Mustafa gibi şairlere de nazireler yazmıştır. Anadolu'da tasavvuf şiiri Nesîmî ile başlamıştır. Nesîmî, başta Azeri lehçesi olmak üzere Arapça ve Farsça şiirler yazması onun ününü tüm Anadolu'ya yaymış ve etkisini tüm Asya kıtasında göstermiştir. Ancak kendisiyle alakalı az eser verilmiştir. Bunun sebebi ise çünkü şiirlerinin çözümlenişi zordur ve bunda da hurufî oluşunun etkisi vardır. Nesîmî, Hallac-ı Mansur sufîliği ile hurufîlik doktorinini birleştiren tek şairdir. Bu yönüyle o, divan şiirinin en karizmatik ve en karakteristik şairi sayılır. Divan şiirinde ise Hallac-ı Mansur'a ait en çok imge, mazmun, motif,imaj, îma ve gönderme ile en çok anan şairdir. Bu sebepten halk arasında ikinci Hallac-ı Mansur olarak anılmıştır. Nesîmî her ne kadar resmî çevrelerce dışlansa da ona en çok sahip çıkan halk olmuştur. Nesîmî hakkında yapılan çalışmaların en doğru, kapsamlı ve objektif değelendirmelerini ise Kemal Edip Kürkçüoğlu yapmıştır. Bunun dışında yapılan çalışmaların çoğu ne yazık ki birçok yanlışlar ve çelişkiler barındırmaktadır... Metin tahlillerine gelecek olursak, 32 tane şairin şiiri enine boyuna derinlemesine irdeleniyor. Hasan hoca bunu yaparken de teorik ve pratik açıdan çözümler öneriyor. Bunu yaparken de hiçbir şekilde belli bir düşünceye bağlı kalmayarak objektif şekilde çok keskin olarak bütün şairleri eleştiriyor. Zira şiirlerin büyük bir kısmı şairlerin ideolojisine kurban gitmiş ve epistemolojik, estetik, kurgu açısından da zayıf kalmıştır. Kitapta ara ara bazı değerlerdirmelerde Hasan hocanın mizah ve ironi anlayışıyla da gülümsüyorsunuz. Ama ben nedense kahkaha attım. 😄 Çünkü Hasan hocanın gerçekten çok farklı bir hayal dünyası ve ruhu var. Hayran kalmamak elde değil. ⚘ Ben en çok Hilmi Yavuz, Ozan Telli, C.Hüseyin Düz, Arife Kalender, Ebubekir Eroğlu, Hüseyin Ferhad, Can Yücel, Sezai Karakoç, Özdemir İnce, Mustafa Yılmaz, Nihat Ateş gibi şairlerin şiirlerine âşık oldum. Çünkü şiirler büyük bir epistemolojiye ve estetik, dil-üslup ve kurgu bakımından oldukça güçlü bir yapıya sahip. Hasan hocanın en çok beğendiği şiirlerin şairleri ise başta Bahtiyar Vahapzade, Hilmi Yavuz, Sezai Karakoç, Ozan Telli, Ebubekir Eroğlu, Hüseyin Ferhad olmuştur. Çünkü ona göre Nesimi'yi anlatan en güzel ve en orjinal şiirler bunlardır... Nesîmî gibi belki de bilmediğimiz , adını dahi duymadığımız nice kıymetli kişiler vardır kim bilir! Bize düşen tarihin tozlu sayfalarından bu önemli isimleri çıkararak günümüzde onları yeniden toplumun hafızasına kazandırmaktadır. Yine de Nesîmî gibi önemli bir şairin böyle bir çalışmayla gündeme getirilmesi oldukça dikkat çekici. Çünkü Hasan hocanın bu çalışmasını, 70'li yıllarda fenomen olan eski bir şarkının sözlerinde geçen şu kısımla birbirine eklemliyorum: "YILLAR ÖNCE UNUTULMUŞ, DİLLERDEN DÜŞMÜŞ BİR ŞARKI..." Evet, Nesîmî unutulmuş, dillerden düşmüş bir şarkı gibi adeta. Hasan hoca onu yüzyıllar ötesinden çekerek büyük bir emekle kitabı hazırlamış ve onu yaşatmaya çalışmış. Bu sebepten Hasan hocama şükranlarımı sunuyorum...
·
125 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.