Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

688 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Sanatın mı , insanın varoluşunun mu öyküsü?
Sanat tarihine ilgi duyanlar, sanat tarihi okuyanlar , hatta tarih okuyanlar ve bu alanlarda uzmanlaşmak isteyenler, müzeleri gezerken “ boş gözlerle , şöyle bir bakıp geçmek” istemeyenler kesinlikle bu kitabı okumalıdır. Kendi adıma şimdi yurtdışında gezdiğim müzeler daha anlamlı olacak. Yazar ikinci dünya savaşından sonra yazıyor bu kitabı. Tabii her basımında yeni bölümler ekliyor. Mısır medeniyetinden Mezopotamya’ya, Antik Yunan’dan Helenistik döneme, Roma medeniyetinden günümüze kadar, “Norman”, “ Gotik”, “ Barok” , “ Rokoko”, “sürrealist” ve modern tarzla yapılmış resim, heykel ve mimari yapıları incelemiş ve başlıca örneklerini sunmuştur. Ama tüm bu dönemler birbirinden bağımsız değil, birbiriyle bağlantılıdır ve yazar bunu şöyle açıklar: “İşte bu nedenle sanatın öyküsünü, her yapıtın geçmişle ilişki kurup ge­leceğe işaret ettiği, sürekli iç içe geçen ve değişen geleneklerin öyküsü ola­ rak anlatmaya çalıştım. Bu öykünün en büyüleyici yönü de budur işte: Ge­leceğin oluşturduğu canlı bir zincir, günümüz sanatını piramitler çağına dek bağlamayı sürdürmektedir. Ekhnaton'un Mısır'ı resmî inançlarından saptırışı (sayfa 67), Karanlık Çağlar'ın çalkantılı yılları (sayfa 157), Reform döneminde sanatın bunalımı (sayfa 374) ve Fransız İhtilali'yle birlikte ge­lenekten kopuş (sayfa 476), sanatın sürekliliğini tehdit eden durumlardı. Tehlike çoğu zaman oldukça ciddi oluyordu. Ne de olsa, zincirin son hal­kasının kopmasıyla birlikte, sanatın yok olduğu ülkelerin ve uygarlıkların olduğunu biliyoruz. Fakat şu ya da bu biçimde, sanatın tümden yok olma­sı hep önlenmiştir. Eski görevler ortadan kalktıkça, yerlerine yenileri çık-mış ve sanatçılara büyük sanat eserleri üretmeleri için gerekli olan doğrul­tu ve amacı sağlamaya devam etmiştir. Sanıyorum bu mucize, mimaride, bir kez daha yinelenmiştir. XIX. yüzyılın tüm beceriksizlikleri ve duraksa­malarından sonra, modern mimarlar kendi yönlerini bulmuşlardır. Ne yapmak istediklerini bilmektedirler ve toplum da onların yapıtlarını doğal karşılamaya başlamıştır. Resimde ve heykelcilikteki bunalım ise henüz tehlikeli noktayı geçememiştir. Ümitlendirici bazı deneylere rağmen, gün­lük yaşantımızın parçası olan ve "uygulamalı" ya da "grafik" sanatlar ola­rak tanımlanan sanatla, müzelerde gördüğümüz ve çoğumuzun anlamak­ta zorluk çektiği "saf sanat arasındaki uçurum hâlâ durmaktadır. Modern sanattan "yana olmak" kadar "ona karşı olmak" da anlamsız­dır. Modern sanatın gelişmesini sağlayan ortam sanatçının olduğu kadar bizim de eserimizdir. Günümüzdeki bazı ressam ve heykelciler, geçmişteki herhangi bir dönemde de, o dönemin anlayışı içinde ün kazanacak kadar ustadırlar. Sanatçılara toplum olarak belirgin bir görev vermezsek, yapıtla­rını, anlaşılmaz ve amaçsız görünüyor diye, kınama hakkımız nasıl olabi­lir?” Kitabın en ilginç noktalarından biri yazarın “ sanat diye bir şey yoktur” cümlesidir. Neden böyle düşündüğünü de aşağıya ekleyeyim: “Sanat diye bir şey yoktur aslında.Yalnız sanatçılar vardır. Biçimleri ve renkleri "doğru" olacak biçim­de dengelemek gibi mükemmel bir yeteneğe sahip erkek ve kadınlardır bunlar. Dahası, bunlar yarım çözümlerden tatmin olmayan ve içten bir çalışmanın çile ve eziyetini her türlü kolay etkiye ya da yapay başarıya ter­cih eden dürüst bir kişiliğe sahiptirler. Sanatçılar, inanıyoruz ki, her za­man doğacaklar. Ama sanatın gelecekte de olup olmayacağı, büyük ölçüde biz seyircilere bağlı. Sonucu belirleyecek olan bizim ilgimiz ve anlayışımız ya da ilgisizliğimiz ve önyargılarımız olabilir. Geleneğin oluşturduğu zin­cirin kopmaması bizim elimizdedir. Bunu yapabilirsek, geçmişten bize miras kalmış o değerli inci kolyeye yeni inciler eklemeleri için, sanatçılara bir fırsat tanımış oluruz.” Yani sanatın yolculuğu toplumun ona ilgisi, neye ne kadar değer verdiği ile var olacak. Popüler kültürün moda ve teknoloji ile birlikte tüm hayatımızı etkilediği bu dönemde sanatın bu durumdan etkilenmeyeceğini varsaymak çok safiyane bir düşünce olur. Benim öngörüm modanın sanatın geleceğini baltaladığı yönündedir. Umarım yanılırım.
Sanatın Öyküsü
Sanatın ÖyküsüE. H. Gombrich · Remzi Kitabevi · 2017900 okunma
·
362 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.