Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Iza'nın Şarkısı...
(Spoiler içerir.) Iza'nın Şarkısı, başta beni kendisine çekmeyen fakat daha sonraları, duygu kıvılcımlarının fitili ateşlemesi münasebetiyle, kendisine çeken bir kitap oldu. Beni en çok üzen şey, Etelka teyzemizin, kendi kızından beklediği ilgiyi, Antal'dan görmesiydi. Iza soğuk, sevimsiz, annesine karşı ilgili görünüp aslında pek de ilgi göstermeyen karakterdir. Kitabı okuduğum müddet boyunca, krizler geçirdim ve karaktere karşı içselleştirme olasılığım sıfıra indi. Sürekli işini bahane edip annesine yardım eli uzatmaması, annesinin "Yardım edeyim" düşüncesiyle kalkıştığı işlerde, sürekli onu azarlamasıyla sonuçlanması, Etelka'yı gittikçe ortamda kendisini soyutlamaya doğru itiyor. Bunun suçlusu Iza mı dersek, uyarıcı olarak onu gösterebiliriz. Tabii ki taşradan büyük bir şehre taşınmayı -Terez de öyle- da eklememek olmaz. Örneğin, Etelka'nın ilk kez dışarı çıktığında, kendisini süsleyip püsleyen bir yaşlıyla konuşması ve onu evine davet etmesi; ispirto ile kahve hazırlaması; Etelka'nın kendisini mutlu ediyor. Ama gelin görün ki, Iza eve geldiğinde, yaşlı kadının suratının makyajlı olmasını görmesiyle mütevellit, "s*rtük" damgasını vuruyor. Yani, bunun nasıl bir düşünce olduğunu anlayamadım. Iza da annesine cevap olarak, "Hiç kimseyi tanımıyorsun anne, ya gidip seni öldürseydi... bla bla bla" diye devam ediyor. Bunun annesini azarlaması için bir neden olduğunu düşünmüyorum. Iza'nın sorunlu bir kişilik sahibi olduğu bariz ortada. Kurduğu düzen vs. bunları yapmaya itmez, diye düşünmekteyim. Yok posta geldiyse, kapıyı açma. Yok kapıcı geldiyse, şunu yapma gibi; annesine saçma sapan düzen oluşturuyor. Magda Szabo, Macar toplumunun ne denli değiştiğini ve yaşlı-genç kuşağının arasındaki münasebetsizliği, empati ve iletişim yoksunluğunu da gözler önüne seriyor. İletişimle çözülecek şeylerin, sürekli "Anne sen şunu yapma, Terez var yahu! Anne sen bunu yapma, işleri batırıyorsun!" gibi sözlerle sonlanması, trajik duruyor. Etelka bile kızının doktor olmasıyla övünüp onu sağa sola anlatırken, Iza'nın böyle bir ete kemiğe bürünmesini hicap içinde karşılıyorum. Iza'nın diğer sorunlu tarafına değinecek olursam eğer, o da şu olurdu: Antal'ın Lidia ile ilişkide bulunması. Evet, tam anlamıyla bu. Iza Domokos ile bir ilişki içinde olduğunda herhangi bir sorun yok ama Antal yaptığında sorun var. Bunu Iza'nın iç monoloğuyla anlayabiliriz. Sonradan da kendisini yatıştırmak için, "Antal'ı unutma vakti," gibi cümleler kuruyor. Zaten bu sorunlu kişiliğinden ötürü, Domokos bile onu terk ediyor. Nasıl sorunlu olduğunu da, Antal'ın Iza uyurken, onun nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu (cimriliğinden, asker gibi olmasından vs. bahsediyor) söylemesiyle anlayabiliriz. (...) Etelka'da değişen dünyaya ve teknolojiye pek de ayak uyduramıyor. Kızının öğretmesiyle olabilirdi ama sürekli kışkışlanmasından dolayı bunu yapamıyor. En sonunda yük olduğunu düşünüyor ve elini ayağını çekiyor. Etelka'nın kendisini ölüme sürüklemesi bile, aşırı trajik. Küçük Iza ve Vince ile olan eskiye dayanan telkin edercesine konuşmalar, beni üzdü diyebilirim. Etelka çeşme başında oturduğunda, Vince'yi görmesi ve onun konuşmalarını kendi zihninde hissetmesi, daha sonra o yok olduğunda tekrar onun sesini duymak istemesi, yok olan bir insanın resmedilişi gibi hissettirdi. En üzüldüğüm karakter, Etelka oldu bu yüzden. Antal'ın gösterdiği sevgiden sonra, Etelka'dan sonra en sevdiğim karakter oldu. Kapitany tavşancığımızı da unutmamak gerek, tabii. (...) Kitabı beğendiğimi söyleyebilirim, başlarda sıkıcı gelebilir ve ortalarında açılabilir. Fakat herkesin zevki ayrı olduğu için, her bireysel düşünce muktedirdir. Iza büyük ihtimalle annesini yanına, "çocukluk" görevini yapmak için aldı. Ben onun kızıyım, ortada kalmasın bari, düşüncesi olarak yorumladım. Bu bana hem gayrimesul hem de tahkir gibi geldi. Tabii ki bunu yanlış bulmuyorum. Sizi/bizi büyüten kişilere böyle davranma(nı)z gerekir. Ama bunu yapmak için yapıyorsanız, Iza gibi biri olup çıkarsınız. Empati, anlayış, iyimserlik, davranışın yarattığı değişimler ve iletişimin önemli olduğunu bu kitapta anlıyorsunuz; ders niteliğinde gerçekten. Bencil olun ama etrafınızdaki insanları böylesine yıkarak değil. Iza ders alınması gereken karakter. En sonunda da "Anne! Baba!" diye yapayalnız bir şekilde, manzaraya doğru bağırır ve şarkı, Ölüler Konuşmaz anekdotuyla biter.
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,421 okunma
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.