Gönderi

336 syf.
6/10 puan verdi
Abid zatlardan Abdullah el-Umerî, İmam Mâlik’e mektup yazarak insanlardan kopmaya, ibadete yoğunlaşmaya ve ilimle meşguliyetten uzaklaşmaya teşvik eder. İmam Mâlik ona cevaben şunu yazar: “Allah Teâlâ rızıkları taksim ettiği gibi amelleri de taksim etmiştir. Bazı insanların gönlünün inşirahı namazla olurken oruçla olmaz. Bazısınınki de oruçta olmaz da sadakada olur. Bir başkasınınki de namazda olmaz da cihadda olur. İlim yaymak ve öğretmek ise en hayırlı amellerdendir. Ben, Allah’ın bana gönül inşirahı verdiği bu işten hoşnudum. Benim yaptığım işin sizin yaptığınızdan daha aşağıda olduğunu düşünmüyorum. Her birimizin kendi işinde hayır ve iyilik üzere bulunduğunu düşünüyorum. Bu nedenle her ikimizin de kendisine taksim edilmiş işe râzı olması gerekir. (17. sayfa İbn Kudâme el-Makdisî, Dımaşk, 1978, 46) İsa (as.) buyurmuş ki: "Geceler ve gündüzler hazine sandıklarıdır. Bunlara (ne koyduğunuza bir) bakın." (Beyhakî, Kitâbu'z-Zuhd, 51) "Vakit bir kılıç gibidir, sen onu kesmezsen o seni keser." denmiştir. "Kitap sana yük olmayan bir arkadaştır." (32) “Kitap her zaman yardıma hazırdır. Asla zarar vermez. Sen çabaladığında o da gayrete gelir ve sana kendini açar. Sen usanırsan o da bıkar ve kendisini sana karşı kasar. Ona yaklaşırsan sana yaklaşır. Uzak tutarsan uzaklaşır. Ne seni yanlışa sürükler, ne de bir sırrını ifşa eder. Ne senin koğuculuğunu yapar, ne de sana laf taşır.” (32) "Yalnız kaldığında kitap okuyarak yalnızlığını gider. Çünkü kitap okumak en güzel konuşma aracı ve gözleri baktırma vasıtasıdır." (32) Ubeyd ibn Yaîş: "30 yıl geceleri kendi ellerimle bir şey yemedim. Ben hadis yazarken kız kardeşim ağzıma lokma koyuyordu." (34) Yahya ibn Ma'in "Yazarken topla (duyduğun her şeyi yaz), rivayet ederken araştır (hadisin sıhhatini tetkik et).(36) Feth ibn Hâkân elbisesinin cebinde veya çorabının içinde bir kitap bulundururdu. Hela ihtiyacı veya namaz için Mütevekkil'in yanından ayrılınca, gideceği yere kadar kitabı mütalaa ederdi. İmam İbn Cerîr Taberî, ilim aktarmak veya ilim almak dışında hayatının bir dakikasını bile başka bir şekilde sarf ettiği rivayet edilmemiştir." Muafa ibn Zekeriyya sika bir zattan rivayet eder. "Ken disi vefatından önce Eba Ca'fer Taberl'nin (Allah kendisi ne rahmet etsin) yanında idi. Bu ziyaretinden yaklaşık bir saat" veya daha az bir müddet sonra vefat etti. Bu ziyaret esnasında Ca'fer ibn Muhammed'den gelen bir dua ken disine zikredilince, bir divitle kağıt istedi ve duayı hemen yazdı. Bu halde de bununla mı iştigal edeceksin?' denin ce şöyle cevap verdi: Insanın ölene kadar ilim elde etmeyi bırakmaması gerekir." Hafız Ebû Nu'aym'ın Hadis rivayet etmenin ve eser yazmanın dışında lezzet aldığı bir gıdası yoktu. (43) “Efendi! Dünyadan bu meseleyi bildiğim hâlde ayrılmak istiyorum. Bu, meselenin cahili olarak ayrılmamdan daha hayırlı değil midir?” İmam Ebû'l-Vefâ ibn Akîl el-Hanbelî: Ömrümden bir saati bile boşa zayi etmem helal olmaz... Yemek için elimden geldiğince az vakit ayırıyorum. Bu sebeple ekmek yerine suyla yumuşatarak kek dilimi yiyorum. Çünkü ikisi arasında çiğnem farkı vardır... Âlimlerin hepsinin ortak kanaati şudur: Akıllı insanların elde etmek için uğraşması gereken en değerli şey vakittir. Vakit bir ganimettir ve içindeki fırsatlar servet bilinmeli, kapılmaya çalışılmalıdır. Hayatta sıkıntılar çoktur ama vakitler de hızlı geçip gitmektedir. "İmdi, vaktin kendisiyle harcandığı, nefsin meşgul edildiği ve kudreti yüce olan Rabbe yaklaştırarak en güzel şey ilim talep etmektir." İlim, kendisiyle iştigal eden insana hemen faydalar sağlamasa bile; vaktin kendisiyle ölüp gittiği boş şeylerden alakayı kesip atması bile yeterlidir. İmam Bahauddin ibnu'n-Nehhas el-Halebi en-Nahvi: Sürekli olarak az şeyi başka az bir şey üzerine eklemek suretiyle son derece büyük bir yekûn meydana gelir. "İlim, oradan buradan toplanan Bir şey üstüne bir şey koymaktır. Böyle devam eden bir insan, Bir gün hikmete ulaşacaktır. Çünkü sel kocamandır, lakin Damlalardan oluşmaktadır. (Buğyetu'l Vuât, s. 6) Tabiinin abid ve zahitlerinden bir cemaat anları bile değerlendirmek hususunda aceleciydiler. "İlim ve mevki sahibi kimselerin yanına varan akıllı, anlayışlı kişiler az konuşurlar, tez kalkarlar. Ahmaklar ise zamansız gelirler ve çok otururlar." (Ruhul Beyan) Hafız Hatîb-i Bağdâdî "İlim, ölçülmesi mümkün olmayan derya, tamamnı elde etmenin imkan dâhilinde olmadığı maden gibidir. Sen en mühim olanla ilgilen. Çünkü en mühim olan ile ilgilenmeyen en mühime de zarar vermiş olur." "Bilesin ki, senin fikrin her şeyi ihata edemez. Bu se­beple mühim olanları bir tarafa ayır. Ayrıca herkesle il­gilenemezsin, ilgi ve teveccühünü hakikat ehli insanlara tahsis et. Keza cömertliğin de herkese şamil olamaz. Onu da fazilet sahibi insanlara sakla." Abbâb ibn Hasan Düşünceni mühim olmayan ile meşgul ettiğin takdirde mühim olanı hakir görmüş olursun. "İhtiyaçlar giderilmeden, Emellere ulaşılmadan, Nice nefisler hüsran içinde ölüp gitti." Ebu Muhammed Cafer ibn Muhammed el-Abbasi el-Bağdadi el-Hamevi (Mezar Taşı) En çok değerlendirmen gereken, Vaktindir senin, geçip giden, Maalesef en kolay kaybettiğin, Bakıyorum aynı şeydir, neden? (Yahya ibn Hubeyre el Bağdadi el-Hanbeli) Ömer ibn hattab r.a miskinliği, tembelliği ve zamanın boş yere heba edilmesini sevmezlerdi. "Birinizi, ne dünya ne ahiret işiyle uğraşmadan, bir şey yapmaz görmek hoşuma gitmiyor." "Zamanın boş geçmesi gençliğin cehaletle geçirilmesi demektir." Cüneydi Bağdadi "Ömür kısadır, vakit dardır, gün geçip gitmektedir. Vakit içinde fazla boş zaman yoktur." İnsanın gayesi vakti boşu boşuna öldürmek olursa bu meşru bir gaye olmaz. Çünkü vakit hayat demektir.
Zamanın Kıymeti (Genişletilmiş Baskı)
Zamanın Kıymeti (Genişletilmiş Baskı)Abdulfettah Ebu Gudde · Otto Yayınları · 20185,7bin okunma
·
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.