DİPÇE :
1947 yılında, 25 yaşındayken Dul'u kaleme alan Saramago, bu ilk kitabının ardından 20 yıl gibi bir süre ortalarda görünmez. Geri döndüğünde bu eser onun gündeminden çok uzaklardadır artık.
Eserin konusu Portekiz'in Ribatejo bölgesindeki bir çiftliğin hanımı olan Maria Leonor'un yaşamı üzerinedir. Eşinin zamansız ölümüyle dul sıfatı yüklenen genç anne Leonor'un, fiziksel ve ruhsal nekahet döneminden sonra asıl mücadelesi başlar.
Maria Leonor, yeni sıfatıyla, toplumun ahlak yasalarına uygun davranmak ile kadınsal dürtülerinin arasında sıkışıp kalacak, kontrolü başkalarına bırakılmış hayatının seyircisi olacaktır.
Maria Leonor'un oda hizmetçisi Benedita, geleneksel ahlakçılığın tipik bir modelidir ve yakamızı bir türlü kurtaramadığımız gölgemiz gibi yapışık hayaletimizdir. Gücünü fedakarlığından ve toplum ahlakçılığından alan Benedita, hizmetçi olmasına rağmen hanımını evinde yabancılaştırmayı başarır.
Saramago'nun çizdiği bu sinsi iyilik tablosu dönemin sosyal yapısını başarıyla yansıtır.
Daha sonraları Saramago yapıtlarında sıkça ve sert biçimde göreceğimiz bilim ve din çatışmasının temelini de Dr.Viegas ve Peder Cristiano arasındaki diyaloglarda bulmak mümkündür. Bu küçük egzersizlerde Saramago'nun fikir ve edebi dünyasının işaretleri göz kırpar.
Saramago'nun genç sesi ; inanç ögelerinin toplumun beklentileri ile kaçınılmaz ortaklığı ve iyi niyet kisvesinin tabulaştırdığı duvarların; yaşamın veya ölümün yolunu tıkadığını fısıldar. Bu bağlamda romana biçtiği son çok etkileyicidir. Anlıyoruz ki okurun kalbine devrettiği Dr. Viegas ile bu fısıltı çok sonraları bir haykırış olacaktır.
Karakterlerin konumlandırması, diyalogları ve doğayı betimleme yönüyle kurgunun her açıdan desteklendiği roman düşünce, inanç ve ilkeler bütününde toplumsal gerçekliğin sağlam bir örneğidir.
Öte yandan biçem bakımından hayranlığımızın özünü oluşturan Saramago tarzından, millerce uzaklıkta olduğunu belirtmek gerekir.
İçerik olarak baktığımızda Rus klasiklerini anımsatan Dul'dan sonra Saramago'nun yazmadığı yıllar içinde nasıl demlendiğini ve doyumsuz bir tada ulaştığını görmek açısından özellikle Saramago okurlarına tavsiye ediyorum.
Keyifle okuyun, esen kalın. DİPÇE 2: Yazarın bu eseri Portekiz edebiyatına telif ödemesi olmadan üstelik adı editör tarafından değiştirilerek girer. "Günah Diyarı" olarak basılan eser adından dolayı Saramago'nun içine hiç sinmez. Kitabı okuyunca bu itici kelimenin "Dul" un esere daha uygun olduğunu anlıyoruz. Saramago bu dikenli kelimeye toplumun yargılarını asmayı başarmış.